Bakan Alaboyun: Son 10 Yılda Afrika'da Enerjiye Erişim Oranının Yüzde Birden Daha Az Artış Gösterdi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Alaboyun, İstanbul'da düzenlenen G20 Enerji Bakanları Toplantısı'nın kapanışında konuştu.

02.10.2015
  • Paylaş

Afrika'daki mevcut enerji yetersizliğini önleyebilmek için enerji yatırımlarını kayda değer bir şekilde artırmak gerektiğini ifade eden Bakan Alaboyun, yıllık ilave kurulu güç yatırımlarının 6-7 gigavat düzeyine çıkartılması gerektiğini, bunun için de özel sektör yatırımcılarının Afrika'da yatırım yapmaya teşvik edilmesi gerektiğini belirtti.
G20'nin ilk Enerji Bakanları Toplantısı'nın Türkiye dönem başkanlığı sırasında İstanbul'da gerçekleştiğini hatırlatan Alaboyun, şunları söyledi:
"Gün boyu gayet verimli görüşmeler gerçekleştirdik ve çeşitli konularda somut sonuçlar elde ettiğimiz bir bildirgeyi kabul ettik. Enerji, G20 önceliklerimiz arasında özel bir öneme sahip. Türkiye enerji talebi hızla artan ve bu çerçevede enerji güvenliğinin taşıdığı önemi yakından bilen bir ülke konumundadır. Enerji güvenliği başta olmak üzere, enerjiyle ilgili konularda uluslararası işbirliğinin ve diyaloğun güçlendirilmesinin bir zaruret olduğunu düşünüyoruz. G20’nin enerji konusundaki rolünün artıyor olmasını da bu çerçevede son derece olumlu buluyoruz. Bugün kabul ettiğimiz bildirge, liderlerimizin geçen yıl bize verdiği görev temelinde G20 enerji işbirliği ilkelerinin ileri götürülmesi için gayet kapsamlı bir çerçeve çizmektedir."
Alaboyun, Türkiye'nin dönem başkanlığını üstlendiği 1 Aralık 2014'te önceliklerini üç başlık altında topladığını, bunların uygulama, yatırımlar ve kapsayıcılık olduğunu söyledi.
Uygulama ile hedeflenenin küresel piyasalarda ve enerji piyasalarında güvenin tesis edilmesi olduğunu vurgulayan Alaboyun şöyle devam etti:
"Biliyorsunuz verilen taahhütlerin yerine getirilmesi, güvenin tesis edilmesinin en etkin yoludur. G20’nin bu yıl uygulamayı ön plana çıkarması, G20’nin güvenilirliğinin artırılması bakımından kritik bir önem taşıyordu. Yatırımlar ile istihdam yaratan sürdürülebilir bir büyümenin desteklenmesini hedefledik. Küresel altyapı yatırımı açığının 2030 yılına kadar 70 trilyon dolarlık bir yatırım gerektirdiği hesap ediliyor. Gelişmekte olan ülkelerin her yıl 1.5 trilyon dolarlık bir altyapı yatırımına ihtiyaç duyduğunu biliyoruz. Yatırımlar içerisinde enerji yatırımlarının arttırılması özel bir öneme sahip. Özellikle petrol fiyatlarının düşük seyrettiği bir ortamda, enerji yatırımlarında yaşanacak bir duraklamanın uzun vadeli sonuçları olabileceğinden endişe ediyoruz. Bu hususu da enerji bakanları olarak ele aldık."

Enerjiye erişime özel önem

Türkiye'nin enerjiye erişim konusuna bu yıl özel bir önem verdiğine dikkati çeken Alaboyun, enerjiye erişimin kapsayıcılık önceliğiyle doğrudan irtibatlı olduğunu kaydetti.
Alaboyun, bakanlar olarak Sahraaltı Afrika odaklı bir G20 Enerjiye Erişim Eylem Planı’nı bugünkü toplantıda kabul ettiklerini ifade ederek, "Enerjiye erişim, çünkü bugün dünya genelinde 1.3 milyar insanın elektriğe erişimi bulunmuyor. Bunun anlamı modern anlamda beslenme, sağlık ve diğer temel altyapı hizmetlerinden de bu insanların yararlanamaması demektir. Bu konu küresel ölçekte önemli bir sorun olduğu için BM Kalkınma Zirvesi’nde kabul edilen 17 sürdürülebilir kalkınma hedefinden birisini de herkesin enerjiye erişiminin sağlanması hedefi teşkil ediyor. Dünya ekonomisinin yüzde 85’ini temsil eden G20 ülkelerinin böylesine önemli bir küresel meselede adım atmaları gerçekten de çok önemlidir" diye konuştu.
Sahraaltı Afrika'daki enerji erişimi problemi ve enerji yetersizliğinin küresel bir mesele olduğunu tespit ettikten sonra bölgeye odaklanmaya karar verildiğini ifade eden Alaboyun, "Sahraaltı Afrika’da yaşayan nüfusun yarıdan fazlası, toplam 620 milyon insan elektrikten mahrum olarak yaşamını sürdürüyor. Daha da vahimi, mevcut enerji yatırım trendiyle Afrika’daki bu durumu tersine çevirmek de olası görünmüyor. Son 10 yılda Afrika'da enerjiye erişim oranı yüzde birden daha az artış gösterdi ve bu şekilde devam ederse Sahraaltı Afrika nüfusunun yarıya yakını elektrikten mahrum bir şekilde yaşamaya devam edecek" şeklinde konuştu.

Yenilenebilir enerji de ele alındı

Alaboyun, bugün bakanlar olarak yenilenebilir enerjiyi de ele aldıklarını ve küresel enerji talebinin hızla artması nedeniyle daha güzel ve daha temiz enerji teknolojilerinin devreye girmesinin önemli olduğunu belirtti.
Son dönemde yenilenebilir enerjinin giderek önem kazanan bir kaynak halini aldığını söyleyen Alaboyun, G20 Enerji Bakanları olarak yenilenebilir enerji yatırımlarını ne şekilde artırabileceklerine dair seçenekler sunan bir belgeyi de bugün kabul ettiklerini açıkladı.
Alaboyun, hedefin bu alanda bilgi ve tecrübe paylaşımını derinleştirerek her ülkenin kendi şartlarını göz önüne alacak şekilde yenilenebilir enerjinin payını daha da artırabilmek olduğunu vurguladı.

Enerji güvenliğinde işbirliği

Enerji güvenliği ve enerji piyasalarının şeffaflığı konularının da bugünkü toplantıda üzerinde durulduğunu ifade eden Alaboyun şöyle devam etti:
"Enerji güvenliğinin sağlanabilmesi için aramızdaki işbirliğini daha da ileri götürmek gerektiği konusunda mutabık kaldık. Bu noktada enerji piyasalarına dair verilerin şeffaflığının artırılmasının da önem taşıdığını teyit ettik. Ayrıca, 2009 yılında liderlerimizin üzerinde mutabık kaldığı verimsiz fosil yakıtlarının sübvansiyonunun azaltılması ve inovasyon, teknoloji ve bilgi paylaşımı gibi konularda neler yapabileceğimiz konusunda verimli görüşmeler gerçekleştirdik.
Türkiye dönem başkanlığı olarak bu sene tüm G20 ülkelerinden yatırım stratejileri hazırlamalarını talep ettik. Bu stratejiler Antalya’daki zirvede liderlerimiz tarafından kabul edilecek. Yatırım stratejileri içerisinde enerji yatırımlarının özel bir önem ve paya sahip olduğunun altını çizmek isterim. Dünyanın en önemli üretici, transit ve tüketici ülkelerini biraraya getiren G20’nin enerji yatırımları konusunda bir anlayış birliği geliştirmesinin önem taşıdığını düşünüyoruz. Geçtiğimiz yıl liderlerimiz tarafından kabul edilen G20 Enerji Verimliliği Eylem Planı’nın uygulanmasına yönelik atacağımız adımlar konusunda da anlayış birliğine vardık."
Alaboyun, ele alınan konulardan bir diğerinin iklim değişikliği olduğunu ve 2015'in iklim değişikliği bakımından kritik bir yıl olduğunu söyledi.
Aralık'ta Paris'te gerçekleştirilecek taraflar konferansının iklim değişikliği konusunda küresel işbirliğinin gelecekteki çerçevesinin çizilmesi bakımından son derece önemli olduğunu vurgulayan Alaboyun, sözlerini şöyle tamamladı:
"G20 Enerji Bakanları olarak BM çerçevesinde devam eden bu sürecin dengeli ve olumlu bir sonuç vermesine yönelik kuvvetli desteğimizi belirttik. Ayrıca enerjinin iklim değişikliği bakımından taşıdığı öneme dikkat çekerek, özellikle enerji verimliliği ve temiz enerji teknolojileri bağlamında atabileceğimiz adımlar olduğunu vurguladık. G20 Enerji Bakanlarının İstanbul’da gerçekleştirdiği G20 tarihindeki bu ilk toplantısının başarılı bir şekilde sonuçlandığı düşüncesindeyim."

Sorular

Bakan Alaboyun, toplantının sonunda soruları yanıtladı.
Toplantı boyunca 12 ikili görüşme yaptığı ve bunlardan birinin Rusya Enerji Bakanı Novak ile olduğu bilgisini veren Alaboyun, "Türk Akımı konusunu tartışmadık. Sadece Rus tarafından ve Türk tarafından gelecek iki uzmanın buluşup konuyu tartışmalarına karar verdik" diye konuştu.
Alaboyun, Türkiye'nin Almanya'dan sonra Rus gazının en büyük ikinci müşterisi olduğunu anımsatarak, iki ülkenin birçok ortak yönleri olduğunu ifade etti.
Böyle bir projeyi gerçekleştirmenin uzun zaman alabileceğine dikkati çeken Alaboyun, "TANAP projesinde müzakereler 3 yıl sürdü. Müzakere edeceğimiz daha çok konu mevcut" ifadelerini kullandı.
Alaboyun, Türk Akımı'nın Türkiye'ye gaz taşıyacak olan kısmının inşası ile ilgili bir itirazının olmadığına işaret ederek, öncelikle geri kalan üç hattın müzakere edilip, detaylarının ortaya çıkması gerektiğini kaydetti.
Sahraaltı Afrika'da enerji erişimine ilişkin sorulan bir soru üzerine Alaboyun, şu anda somut bir karar olmasa da bu konuda düzenlenen G20 toplantısının bir dönüm noktası olduğunu söyledi.
Alaboyun, Türkiye'nin Sahraaltı Afrika'ya açılımında Çin ile rekabet edip etmediğinin sorulması üzerine ise Türkiye'nin hiçbir ülkeyle rekabet içerisinde olmadığını, iki taraf için de faydalı olacak yatırımlar amaçladığını vurguladı.