Bakan Albayrak: Hem Ülkemizin Gelişmesine Katkıda Bulunacağız Hem Doğal Kaynaklarımızı Sonuna Kadar Kullanacağız Hem de Çevreyle Barışık Bir Türkiye'ye Yatırım Yapacağız.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak TBMM Genel Kurulunda, 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı'nın görüşmeleri sırasında Hükümet adına yaptığı konuşmada, enerji alanında 2015 yılı küresel çalkantılar ve küçülmelerle geçerken, Türkiye'nin hedefleri doğrultusunda büyümesini sürdürdüğünü söyledi.

03.03.2016
  • Paylaş

"Öyle ki bu büyümeyi küresel enerji piyasalarındaki krizlerin yanında çevremizde yaşanan büyük bölgesel krizlere rağmen gerçekleştirdik" diyen Bakan Albayrak, şöyle devam etti:
"Özellikle Rusya'nın Ukrayna'ya müdahalesi, ticarette önemli bir ortağımız olan Irak'ta DAEŞ terör örgütünün eylemleri ve Suriye'de yaşanan, her geçen gün insanlığın yüreğini parçalayan iç savaşın bölgedeki enerji işbirliğine ve bölgenin arz güvenliğine etkisine hep birlikte şahit olduk. İşte böylesine bir ateş çemberi içinde çok şükür ülkemizin ve milletimizin enerji ihtiyacını karşıladık. Yaşadığımız bu süreçler, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının sorumluluğunu bir kat daha artırırken özellikle arz güvenliği noktasında omuzlarımızdaki yükü de net bir şekilde ortaya koymaktadır."
Bölgenin içine düştüğü durumun ve yaşanan gerilimlerin yakın gelecekte kesin bir çözüme kavuşmasının zor göründüğünü dile getiren Albayrak, öte yandan, önümüzdeki on yılda enerji talebinin 2 kat artmasının gözle görünür bir gerçek olduğunu vurguladı.
Albayrak, "Bütün bunlarla birlikte Türkiye'nin arzu ettiği büyümeyi yakalaması için ihtiyacı olan enerji alanındaki büyüme hedeflerimizden asla vazgeçmiyoruz. Bu büyümeyi dışa bağımlılığı azaltarak, yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızdan azami ölçüde yararlanarak, rekabetçi, şeffaf, tüketiciyi koruyan ve çevresel sürdürülebilirliği dikkate alan bir yaklaşımla karşılamayı hedefliyoruz" ifadesini kullandı.
Albayrak, bakanlığın, ihtiyaç duyulan enerji arzının sağlanması için gerekli stratejiyi belirlerken ilgili kurumlar ve özel sektör işbirliğiyle önemli proje ve yatırımların hayata geçmesi için uğraş verdiğini dile getirdi.
Türkiye'nin, enerji kaynakları bakımından zengin bir ülke olmadığını belirten Albayrak, ülkenin, önümüzdeki 10 yılda mevcut hızla büyümesi için en fazla yatırım yapması gereken alanların başında enerjinin geldiğini kaydetti.
Albayrak, "Sanayinin bir numaralı ham maddesi olan enerjiyi ne kadar ucuza alabilirsek yatırımların da buna bağlı büyümenin de hızlanacağına inanıyoruz. Bu kapsamda, arzu edilen büyüme rakamlarının karşılanması, Türkiye'nin orta vadede hedeflerine ulaşması için enerji sektöründe önümüzdeki 10 yılda asgari 100 milyar dolarlık yatırıma ihtiyacımız var. İşte bu yatırımları sağlamak için ulusal ve uluslararası iş dünyasına, enerji alanına güvenilir, şeffaf bir yatırım ortamını sağlamamız elzemdir" dedi.

"Türkiye'nin enerji kapasitesini kat kat büyüttük"

Türkiye'nin enerji kapasitesini kat kat büyüttüklerini vurgulayan Albayrak, şu bilgileri paylaştı:
"Ülkemizin birincil enerji talebi 2014 yılında 123,9 milyon TEP (ton eşdeğer) dediğimiz rakamda gerçekleşti. Birincil enerji talebi içerisinde doğalgazın payı yüzde 32,5, kömürün payı yüzde 29,2, petrolün payı yüzde 28,5, hidroelektrik enerjinin payı yüzde 2,8'dir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının payı ise yüzde 6,7 ve diğer kaynaklar 0,3 civarında gerçekleşmiştir. Birincil enerji talebimizin yüzde 30'u çevrim sektöründe, yüzde 24'ü konut ve hizmet sektöründe, yüzde 23'ü sanayide, yüzde 19'u ulaştırma, yüzde 4'ü de diğer sektörlerde gerçekleşmiştir. 2023 yılına doğru giderken, bu oranda büyümeye bağlı olarak asgari 218 milyon TEP'e ulaşacak birincil enerji talebinden bahsediyoruz.
Elektrik enerjisine geldiğimizde son 13 yıllık süreçte artış oranımız yıllık yüzde 5,5 büyümeyle gerçekleşmiştir. 2002 yılında 132,6 milyar kilovatsaat olan tüketimimiz, 2015'te yaklaşık 2 kat artarak 264 milyar kilovatsaate ulaşmıştır. 2002 yılında 129 milyar kilovatsaat olan elektrik üretimi, yüzde 100 artarak, 2015 yılında 259,7 milyar kilovatsaate ulaşmıştır. Bu üretimin yüzde 37,8'i doğal gazdan, yüzde 28,4'ü kömürden, yüzde 25,8'i hidroelektrikten, yüzde 4,4'ü rüzgar ve yüzde 3,6'sı ise diğer kaynaklardan sağlanmıştır.
2015 yılı Ağustos ayında puan talep 43 bin 289 megavata ulaşarak cumhuriyet tarihinin rekoru kırılmıştır. 2002 yılında 31 bin 846 megavat olan elektrik enerjisi kurulu gücümüz, yüzde 131 artışla 2016 Ocak ayı sonu itibarıyla 73 bin 427 megavata ulaşmıştır."

"10 yılda enerji talebimiz yaklaşık 2 kat artacak"

Türkiye'nin enerji talebinin 10 yıllık periyotta yaklaşık 2 kat artacağına ve çok önemli bir yatırım ihtiyacıyla karşı karşıya olduklarına işaret eden Albayrak, şunları söyledi:
"Biz bu yatırımları dışa bağımlılığı azaltacak, yerli ve yenilenebilir kaynakları azami ölçüde kullanacak ve bunların yanında yabancı teknolojiye bağımlılık oluşturmayacak bir stratejiyle ele alıyoruz. Burada en büyük hassasiyetimizin de çevre duyarlılığı olduğunu vurgulamak isterim. Bundan önceki dönemlerde olduğu gibi, bundan sonraki süreçte de iktidarımızda yatırımların çevreyle uyumu en önemli önceliklerimizden biri olacaktır. Bu kapsamda, yeni termik santraller başta olmak üzere, tüm yatırımlarda çevreye olabilecek olumsuz etkiyi minimuma indirecek en yeni teknolojideki filtrelemeleri projelerimizde uygulayacağız. Halihazırda işletme halindeki santrallerimizin de bu teknolojilere hızla geçmesi için çalışmaları hayata geçirmeye devam edeceğiz. Hem ülkemizin gelişmesine katkıda bulunacağız hem doğal kaynaklarımızı sonuna kadar kullanacağız hem de çevreyle barışık bir Türkiye'ye yatırım yapacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Buna müteakip, çevre etki değerlendirme süreçlerine tabi olan yatırımlarımızı AB standartları çevre duyarlılığı çerçevesinde yürütmeye devam ediyoruz."
Çevreyle birlikte bir diğer hassasiyetlerinin de işçi sağlığı ve güvenliğinin olacağını vurgulayan Albayrak, "Başta maden işçilerimiz olmak üzere, tüm işçilerimizin çalışma şartlarının ve imkanlarının iyileştirilmesi için bir dizi düzenlemeyi hayata geçirdik. Yaptığımız düzenlemelere rağmen gelinen noktanın bizler için yeterli olduğunu elbette söyleyemeyiz. Bu çerçevede önümüzdeki dönemde özellikle madenlerde iş güvenliğini daha da artıracak yasal düzenlemeleri Meclisimize getireceğiz" diye konuştu.

"Kömür kanununu, Meclisin gündemine getireceğiz"

Önümüzdeki dönemde kömür kanununu, Meclisin gündemine getireceklerini belirten Albayrak, "Mevcut Maden Kanunumuz daha çok ruhsat işletmesiyle alakalı konuları içeriyor. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, biz de kömürü ayrı bir kanun içerisinde ele alacağız ve bununla ilgili çalışmalarımız Bakanlığımızda devam ediyor" ifadesini kullandı.
Metan drenajının maden facialarının ana nedeni olan grizuyla bire bir alakalı olduğunu kaydeden Albayrak, 3 Mart 1992 yılında yaşanan Zonguldak'taki grizu faciasında şehit olan 263 madenciyi rahmetle andı.
Albayrak, "Bu vesileyle ülkemizdeki maden kazalarının ana nedeni grizu patlamaları çerçevesinde, metan gazını kömür üretiminden önce ve üretim esnasında drene edecek şekilde ekonomiye kazandıracağız" dedi.
Karot ve veri bankası konusuna da değinen Albayrak, madencilikteki karotları milli varlık olarak görüp madencilik veri bankasıyla ilgili çalışmaları yürüterek, bunu yasal düzenlemeyle Meclise getireceklerini aktardı.
Albayrak, şunları kaydetti:
"Gerek çevre bilinci ve hassasiyeti gerekse işçi sağlığı ve güvenliği konularında çok daha iyi bir noktaya geleceğimizi buradan söyleyebilirim. Enerji alanında hedeflediğimiz projeler bugünden yarına, çok kısa sürede hayata geçecek projeler değil, orta vadede, uzun soluklu projelerdir. Sabır isteyen, siyasi iktidarların sahip çıkması gereken stratejik projelerdir. Bu kapsamda, AK Parti iktidarları döneminde başlattığımız büyük enerji yatırımlarının hızlandırılması, hedeflenen tarihlerde hayata geçmesi yakın dönemde en önemli gündem maddemiz olacaktır. Bu çerçevede, TANAP Projesi, birinci ve ikinci nükleer santrallerimiz, LNG terminalleri, kapasite artışı noktasında oluşturduğumuz doğalgaz depolamaları, tüm bunların hepsi en önemli gündem maddelerimiz arasında olacaktır bu dönemde."

"Doğalgazda tüm senaryoları çalışmaya devam ediyoruz"

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının yeni dönem stratejisi kapsamında, arz güvenliği hususunun çok büyük bir önem taşıdığını belirten Albayrak, yakın dönemde yaşanan bölgesel gelişmelerin de etkisiyle kamuoyunda doğalgaz arz güvenliğine ilişkin endişelerin yer aldığını söyledi.
Doğalgaz ve petrol ticaretinin uluslararası anlaşmalarla yürütüldüğünü ve anlık kriz anlaşmazlıklarından etkilenmesini beklemediklerini ifade eden Albayrak, "Bugün itibarıyla özellikle yoğun kış şartlarının yaşandığı dönemlerde, tüketimimizin çok yoğun yaşandığı, sadece ısınma amaçlı değil elektrik tüketiminde de yoğun olarak kullandığımız gaz noktasında bu dönemlerde dahi çok şükür doğalgaz arz ve temininde ülkemizde herhangi bir sıkıntıyla karşılaşmadık" dedi.
Albayrak, "Bunu sadece kriz ve anlaşmazlıklar bağlamında değerlendirmememiz gerekir. Her koşulda, her senaryoya hazır ve tedarikli bir altyapı oluşturmak için A, B, C, D, tüm senaryoları çalışmaya devam ediyoruz" diye konuştu.
Bakan Albayrak, "Hükümetimizin kurulduğu 24 Kasım'dan bugüne, bölgemizdeki tüm doğal gaz tedarikçi ülkeleriyle, bölgelerdeki oyuncularla görüşmelerimizi sıkılaştırıp enerji arz güvenliğinde atılacak adımlarla ilgili her türlü çalışmayı kapsamlı bir şekilde, detaylı bir şekilde yürütüyoruz. Milletimiz müsterih olsun" diye konuştu.
Arz güvenliği stratejisinde, kaynak çeşitlendirilmesinin yanında önem verdikleri diğer konunun da depolama kapasitesi olduğuna dikkati çeken Albayrak, Tuz Gölü Doğal Gaz Depolama Tesisi'nin inşaatına tüm hızıyla devam edildiğini söyledi. Albayrak, "2017 yılında ilk fazı, 2020 yılında da ikinci fazı devreye girmek suretiyle Türkiye'deki doğal gaz depolama kapasitemizi artırmaya son hızıyla devam edeceğiz" dedi.
Albayrak, 2021 yılına kadarki süreçte, Silivri'de bulunan TPAO'nun doğal gaz depolaması için kullandığı bölgedeki sahaların çalışmalarını da başlatarak daha geniş bir doğalgaz depolama kapasitesine sahip olmak için yatırımlara devam edeceklerini kaydetti.
Dünyada özellikle yakın dönemde önemi gitgide artan LNG alanındaki depolama ve sisteme gaz basma kapasitelerinde genişletmeye de devam ettiklerini anlatan Albayrak, "Boru hattıyla aldığımız gazın dışında son yıllarda ehemmiyeti her geçen gün artan LNG sistemini, Türkiyemizdeki mevcut 2 LNG terminalinin kapasitesini genişletmek ve yenilerini yapmak noktasında da devam ediyoruz" açıklamasında bulundu.
Enerji arz güvenliği çerçevesinde önem verdikleri bir diğer konunun da uluslararası petrol ve doğal gaz ticaretinde Türkiye'nin jeopolitik konumunun avantajını kullanmak olduğunu vurgulayan Albayrak, "Özellikle, bölgeden geçen doğal gaz boru hatlarının kesişim ve dağıtım noktası haline gelmeyi amaçlıyoruz. Bu kapsamda sadece Türkiye'nin değil, başta Avrupa Birliği olmak üzere bölgedeki tüm ülkelerin doğal gaz ticaretinde ihtiyaç duydukları işbirliklerini, ülkemiz çıkarları ve öncelikleri doğrultusunda değerlendiriyoruz" görüşünü dile getirdi.

Elektrik altyapısının modernizasyonu

Arz güvenliğinde doğalgazla birlikte ikinci kaynağın elektrik olduğunu belirten Albayrak, şunları kaydetti:
"Biz, elektriğin arzı konusunda da vatandaşlarımızın bu kaynağı en kaliteli ve en ucuza almaları için çalışmalarımızı son sürat devam ettiriyoruz. Elektrik arzı noktasında 2016 yılını önemli bir yıl olarak gördük. Son dönemde yaşanan kesintilerle ilintili olarak önemli bir çalışmanın startını verdik. Türkiye'deki elektrik iletim ve taşıma altyapısı ömür itibarıyla çok yaşlı. 30 ila 40 yıllık bir elektrik şebeke sistem altyapısından bahsediyoruz. Kendi döneminin şartlarına göre yapılmış bu yatırım bugün itibarıyla 73 bin megavata ulaşmış, sistem kurulu gücüne hizmet etme noktasında, bu yükü taşıma noktasında artık yeterli hizmeti ortaya koymuyor. Bu sebeple özel sektörle, Türkiye'nin altyapısını 2020 yılına kadar, bugün itibarıyla yaklaşık yüzde 15-20'ye yakın yenilediğimiz bu altyapıyı, oluşturduğumuz yeni bütçeyle yüzde 75-80 bandına çekmek için altyapı yenileme hamlesinde mutabakata vardık. Beş yıl sürecek bu yatırım hamlesi kapsamında, Türkiye'nin elektrik altyapısının modernizasyonu çerçevesinde 18 milyar liralık bir altyapı yatırımı gerçekleştireceğiz."
Gerek yatırımların takibi gerekse dağıtım şirketlerinin verdikleri hizmet kalitesi açısından müşteri memnuniyetinin ölçülmesi için bir dizi mekanizmayı hayata geçireceklerini aktaran Albayrak, "Bu alanlarda üzerine düşen yatırım ve iyileştirmeyi yapmayan, öte yandan müşteri memnuniyetinde istenilen standartları yakalamayan dağıtım şirketlerini yakından takip edecek ve mevzuattaki tüm mekanizmaları işleteceğiz" ifadesini kullandı.

"Elektrik üretim santrali sayısı bin 566'ya ulaştı"

Yerli ve yenilenebilir kaynakların elektrik üretimindeki payının artırılmasına da önem verdiklerini dile getirenAlbayrak, "2015 yılında işletmeye alınan yeni santraller ve bu kapasitelerin artışı 4 bin 288 megavat. Ülkemizde 2002 yılında 300 elektrik enerjisi üretim santrali varken bu sayı 2016 yılında bin 566'ya ulaştı. Mevcut santrallerin dağılımı 561 hidroelektrik, 235 doğal gaz, 114 rüzgar, 36 kömür, 21 jeotermal ve 156 adediyse diğer kaynak türlerine aittir" dedi.
Albayrak, yenilenebilir enerji alanında gelinen noktayı daha da ileriye taşımayı amaçladıklarını belirterek, "Daha büyük ölçüde yenilenebilir enerji tesislerinin daha rekabetçi bir yapıyla yerli imalatı önceleyen planlamayı hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Bu planlamayla hem yenilenebilir enerjinin üretimdeki payı artacak hem bu alanda üretilen elektriğin fiyatı düşecek hem de kullanılan teknolojinin yerli üretim olması sağlanacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
Enerji verimliliğinin artırılması noktasında çok önemli yatırımlar ve iyileştirmeler yaptıklarını anlatan BakanAlbayrak, bundan sonraki süreçte de AB verimlilik standartları çerçevesinde üniversiteler, iş dünyası ve sivil toplumla birlikte bilinçlenme hamlesi başlatarak gerek hanede gerekse sanayide enerji tasarruf ve verimliliğinde arzulanan noktaya ulaşmak için çalışmalara hız verdiklerini söyledi.

Nükleer enerji

Enerji stratejisinin bir diğer önemli konusunun da nükleer enerji santralleri olduğunu belirten Albayrak, "Tüm dünyada kabul gören bir teknoloji olarak, nükleer enerji, artan enerji talebimizi karşılama noktasında önem verdiğimiz bir kaynak durumundadır" açıklamasında bulundu.
"Ülkemizin enerji stratejisindeki nükleer yatırımları bir yandan büyüyen sektörün ihtiyaçlarını karşılarken diğer yandan kaynak çeşitlendirilmesi açısından da önemli bir rol oynayacaktır" ifadesini kullanan Albayrak, şöyle devam etti:
"Nükleer enerji alanına geç girecek olmamız bize başka avantajlı bir noktayı ortaya koyuyor. Ülkemizde inşa edilecek olan bu santraller dünyadaki birçok santralin aksine 2000'li yılların teknolojisini ihtiva etmesi noktasında hem güvenlik hem verimlilik açısından daha iyi bir noktadadır. Ülkemiz enerji alanında iki açıdan hem yerli hem de uluslararası yatırımcılar için sağlıklı bir yatırım iklimine sahip. Türkiye hem büyüyen enerji sektörüyle hem de Avrupa'nın arz güvenliğini sağlama noktasında sahip olduğu konumla büyük bir yatırım potansiyeline sahiptir. Tabii ki enerjide olduğu gibi büyük ölçekli yatırımlara ev sahipliği yapabilmemiz için birtakım şartlara sahip olmamız gerekiyor. Bunun en öncelikli hususu istikrar. Yaklaşık 14 yıldır devam eden istikrar, beraberinde ülkemizde ekonomik istikrarın oluşmasına da yardımcı oldu. Belki de bu sayede küresel ekonomik daralmalara karşı doğru pozisyon alabildik, büyümemizi sürdürdük ve enflasyon da tek hanelerde devam etti."
Albayrak, geçen yıl bölgesinde yaşanan krizlere rağmen Türkiye'deki yatırımların yol kazası yaşamadan devam ettiğini belirterek, TANAP kapsamında, 2018 yılında, ilk gazın 6 milyar metreküplük ilk kapasiteyle devreye alınmasının düşünüldüğünü söyledi.

"Enerji, stratejimizdeki önemli başlıklardan biri olmaya devam edecek"

Berat Albayrak, "Altı yıldır başlayan ama son iki yıldır artan, bölgemizde yaşanan bu çalkantılara rağmen Türkiye'deki yatırım iklimini muhafaza etmeyi başardık. Bundan sonraki süreçte de bunu korumak için enerji, stratejimizdeki önemli başlıklardan biri olmaya devam edecek" dedi.
Elektrik enerjisi kurulu gücündeki yenilenebilir payının, özel sektörün payının ve yerli kaynakların payının 13 yıllık süreçte rakamsal bazda her oranda arttığını dile getirenAlbayrak, "Liberalleşme noktasında birçok özelleştirme, verimlilik artışının önünü açtık. Elektrik dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesiyle müşteri memnuniyetinin artırılmasının, piyasanın liberalleşmesinin önünü açtık" diye konuştu.
Berat Albayrak, "Sadece bütçe ile Bakanlığımıza ayrılan ödenek değil, aynı zamanda enerji sektörüne giren her kuruşun sorumluluğu üzerimizdedir. Biz hem bu olanı adil, müşteri memnuniyeti öncelikli ve Türkiye'nin yarınlarını güven altına alacak şekilde büyütürken hem de gelecek nesillere daha yaşanabilir bir çevre, daha müreffeh bir toplum bırakmanın gayreti içerisindeyiz" dedi.
Enerji yatırımlarının güçlü ve müreffeh Türkiye için şart olduğunun altını çizen Albayrak, "Ben halkımıza buradan çok net, açık, sarih bir şekilde şunu ifade etmek istiyorum. Biz iktidarımız döneminde hep şunu öncelikledik: Ne aldanan olacağız ne aldatan olacağız" ifadesini kullandı.

"Bilgi sahibi olacağız ki fikir sahibi olalım"

Elektrik dağıtımıyla ilgili alınan bedellerin sıkça kamuoyunun gündemine geldiğini hatırlatan Albayrak, şunları kaydetti:
"Türkiye'de aktif enerji bedelinin yanında alınan bedeller var. Perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli. Tüm bunların hepsi iktidarımız döneminde değil bakın, ülkemizde elektrik satışı başladığından beri alınan bedeller. Şimdi, bunu bir kenara koyalım. Sonra, enerji fonu diye bir şey var. İktidarımız döneminde mi geldi bu? 1986 yılındaki 3291 sayılı torba kanunda koyulmuş bir bedeldir. TRT payı var. TRT payı, 1984 yılında 3093 sayılı Kanun'la oluşturulmuş bir bedeldir ki 2003 yılında iktidarımız döneminde bunun payı yüzde 3,5'tu, yüzde 2'ye düşürdük. Sonuncusu da elektrik ve havagazı tüketim vergisi. 1981 yılında 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nda oluşturulmuş bir bedeldir. Bugün olan, geçtiğimiz yıl hayata geçirdiğimiz yasal düzenleme kapsamında perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma, kayıp kaçak, iletim ve dağıtım bedellerinin hepsinin bir kalemde birleştirilmesi noktasında yapılmış bir düzenlemedir. Bugün, Türkiye'de yüzde 6,8 düzenleme zammı yapılmıştır. "
Albayrak, 200 kilovat elektrik tüketen asgari ücretli bir ailenin 2002 yılında elektrik faturasına ödediği oranın yüzde 20 olduğunu anımsatarak, bugün, bu oranın yüzde 6,3'e gerilediğini belirtti.
Albayrak, "2002 yılında doğal gazın asgari ücretteki payı, ortalama bir ailenin ödediği yüzde 32,2 iken bugün bu oran yüzde 11,5'tir. Bugün, Türkiye, hem gelişmektedir hem yatırımını yapmaktadır hem altyapısını yenilemektedir, hem artan elektrik enerjisi, doğal gaz enerjisi, bilumum enerji yatırımları özel sektörle, piyasanın liberalleşmesini de destekleyecek şekilde gerçekleşmektedir" dedi.
Dünyada 442 adet nükleer santralin bulunduğunu, 100'den fazlasının da inşaat halinde olduğunu aktaran Albayrak, şunları söyledi:
"Fransa, elektrik enerjisinin yüzde 70'inden fazlasını nükleerden karşılıyor. Paris'in 60-70 kilometre dibinde nükleer santral var, New York'un 100 küsur kilometre etrafında nükleer santral var. Bilgi sahibi olacağız ki fikir sahibi olalım ama bilgi sahibi olmadan konuşursak ancak cehalet üzerine konuşuruz. Türkiye nükleer santralleri yapacak arkadaşlar. Kömür santrallerini yapacak, hidroelektrik santrallerini yapacak ama 13 yıldır yaptığımız gibi hem çevreye hem topluma hem millete taşıdığımız sorumluluk gereği sonuna kadar bunun mücadelesini vereceğiz. AK Parti iktidarıyla çok daha fazla çalışıp çok daha az konuşarak bu millete hizmet etmeye devam edeceğiz." görüşünü dile getirdi.
Albayrak'ın konuşması sırasında bazı CHP milletvekilleri üzerinde "Nükleer Santraller Sağlığı Bozar" yazılı afişleri gösterdi.

Elektrik faturalarındaki kalemler

TBMM Genel Kurulundaki bütçe görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Bakan Albayrak da muhalefetin, "elektrik faturaları ve elektriklerin kesilmesiyle" ilgili soruları üzerine, şöyle konuştu:
"Elektrik şebeke sistem alt yapısı 30-40 yıllık. Türkiye'nin 15-20 bin megavat kapasitesine göre yapılmış bu şebekeler, artık bugünkü kapasiteye karşılık vermiyor. Bugün 73 bin megavat kurulu gücü olan Türkiye'de, farklı bölgelerdeki trafo, şebeke iletim hatlarında kaçaklar, çatlamalar, patlamalar, trafo noktasında bu sıkıntıları beraberinde getiriyor. Biz bununla ilgili 2016 yılı başı itibarıyla, gelecek beş yıllık, 21 dağıtım bölgesine dayalı 18 katrilyonluk yatırım planı açıkladık."
Berat Albayrak, elektrik faturalarındaki kalemlerin 2015 yılı ile karşılaştırılmasını isteyerek, "1 Ocak 2016 itibarıyla elektrik faturasındaki son kaleme bakın, kullanılan elektrik kilovatsaatine bölün, 1 kilovat elektrik ne kadar bunu hesaplayın. Bir de 2015 yılına bakın. Geçtiğimiz yıl çıkan yasayla birlikte sekiz tane kalem dağıtım bedeli kaleminde toplanarak gösteriliyor artık. Bunu topladığınızda ortaya çıkan faturaya göre kilovatsaat olarak, 13 sene öncesiyle kıyasladığınızda, Türkiye hane halkına göre, hala Avrupa'nın 3. veya 4. en ucuz elektrik tüketen ülkelerinden biri" değerlendirmesinde bulundu.
Dünyadaki bor tüketiminin yüzde 85'inin cam, seramik, tarım ve temizlik sektöründe kullanıldığına işaret edenAlbayrak, Türkiye'nin 110 ülkeye, 400'den fazla kuruma bor ihraç ettiğini söyledi. Albayrak, Türkiye'deki bor madenlerinin özelleştirilmesiyle ilgili bir gündemlerinin olmadığını ifade ederek, "Herkes müsterih olsun, yerli olarak üretmeye devam edeceğiz" dedi.

"Işıkları söndürelim, Genel Kurulu bir tane ampulle ışıklandıralım"

Dünyada 100'den fazla inşaat halinde nükleer santral olduğunu, İngiltere dahil Avrupa'nın birçok ülkesinin topraklarında nükleer santral inşa edildiğini vurgulayanAlbayrak, şunları kaydetti:
"Deniyor ki Fukuşima. Evet, Fukuşima'da kaza oldu. Sonra? Japonya bütün santralleri kapadı ama aralık ayı itibarıyla, durdurduğu santrallerin hepsini tekrar faaliyete geçirip elektrik üretimine devam ediyor. İsveç yüzde 40'tan fazla elektrik üretimini nükleerden, Finlandiya yüzde 35'ten fazlasını nükleerden, Fransa yüzde 70'ten fazlasını nükleer elektrik enerjisiyle üretiyor.
Biz bundan sonraki süreçte, Türkiye'ye 'o olmasın, bu olmasın', 'rüzgar yapmayalım kuş yollarına', 'güneş yapmayalım bilmem nereye', 'hidroelektrik yapmayalım'… O zaman bütün bu ışıkları söndürelim, Genel Kurulu bir tane ampulle ışıklandıralım. Gaz lambasıyla… Birileri hem muasır medeniyet seviyesine çıkmamızı her zaman dile getirecek hem de 'muasır medeniyetin yaptığı santralleri, nükleer santralleri, enerji santrallerini biz yapalım' dediğimiz zaman, buna karşı çıkacaksınız. Bu, statükocu, yasakçı zihniyettir."
Bakan Albayrak, "Türkiye Cumhuriyeti'nin, dünyada ilk terör örgütü ilan ettiği DAEŞ örgütüyle ticaret ilişkisi içerisinde bulunduğu iddiası, bu ülkeye ihanet içerisinde olan paralel başta olmak üzere şerefsiz örgütlerin propagandasıdır. Bu propagandayı bu çatı altında dillendirip Türkiye'yi terör örgütüyle ilişkilendirmek en ufak tabirle maalesef ve maalesef acziyettir" ifadelerini kullandı.
Daha sonra Orman ve Su İşleri, Gümrük ve Ticaret ile Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanlıkları ile bağlı kuruluşlarının 2016 bütçeleri ve 2014 kesin hesapları kabul edildi.