“Sanayide Enerji Verimliliği ve Yönetimi

Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü tarafından

02.06.2014
  • Paylaş

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, toplantıda Türkiye'nin, her bin dolarlık  GSYİH'nin üretilmesi için gereken enerji miktarını gösteren enerji yoğunluğunu 2023 yılına kadar yüzde 20'lere kadar düşürmeyi hedeflediğini bildirdi.

Bakan Yıldız, buradaki konuşmasında, Türkiye'nin yürüttüğü enerji verimliliği programlarının yalnızca ulusal programlar olmaktan çıkıp bölgesel ve uluslararası ilişkinin parçası olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi .

Japonya ile tarihi ilişkilerin yanı sıra ekonomik ilişkilerin de gelişmesinin önemli olduğunu ifade eden Yıldız, 20 yıldan bu yana enerji verimliliği ile ilgili bir kültür oluşturulmaya çalışıldığını ama enerji yönetici kurslarının bunun çok somut göstergelerinden biri olduğunu söyledi. Enerji tasarrufu konusundaki merkezin, uluslararası bölgesel eğitim merkezi haline geldiğini, TİKA'nın da önemli katkılarıyla bugüne kadar 25 ülkeden 242 enerji yöneticisine eğitim verildiğini bildiren Yıldız, bugün 13 ülkeden kursiyerlerin bulunduğunu söyledi.

Türkiye'nin her bin dolarlık GSYİH'nin üretilmesi için gereken enerji miktarını gösteren "enerji yoğunluğu" hedefinin 2023 yılına kadar yüzde 20'lere kadar düşürmek olduğunu belirten Yıldız, Türkiye'de 1 milyon liranın altındaki enerji verimliliği projelerinde yüzde 30 civarında bir sübvansiyon bulunduğunu kaydetti. Enerji verimliliği konusunda Türkiye'nin kamu binaları başka olmak üzere birçok alanda bu işlemleri uyguladığını anlatan Yıldız, "166 binanın etüdü yapılarak, bunlarla alakalı bu grupların ihalesiyle alakalı ön hazırlıkları bitirmektedir. Sokak aydınlatmaları, led'li aydınlatmalar, pilot bölgelerde yarı yarıya bir tasarrufu gördük" diye konuştu.

Yıldız, bu çalışmaların 2023 hedeflerine çok ciddi katkılar sağladığın yönelik inancını dile getirdi.

"Japonya'nın 2013'te Türkiye'ye doğrudan yatırım tutarı 490 milyon dolar" 

Japonya'nın Ankara Büyükelçisi Yutaka Yokoi, Türkçe başladığı konuşmasında, böyle bir eğitimin başarılı olacağına inancını dile getirerek, emeği geçenlere teşekkür etti.

İki ülke arasında enerjide işbirliklerinin gerçekleştirildiğini belirten Yokoi, Japonya-Türkiye arasındaki dostluk ilişkisinin iki ülke liderlerinin ziyaretlerinin ardından "stratejik ortaklık seviyesine" yükseldiğini ifade etti. Japonya'nın finansman ve teknik destek verdiği Marmaray Projesinin geçen yıl hizmete girdiğini anımsatan Yokoi, özel sektör bazında Türkiye'ye gelen Japon firma sayısının arttığını, geçen yıl Türkiye'ye doğrudan yatırım tutarının 490 milyon dolar olduğunu söyledi. 

Türkiye'ye yatırım yapan dünya ülkeleri arasında 8. sırada bulunan Japonya'nın, Asya Pasifik Bölgesinde ilk sırada yer aldığını belirten Yokoi, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin başlamasının 90. yıl dönümünde ilişkilerin daha da gelişmesine yönelik dileklerini iletti.

Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Yusuf Yazar ise kursun bu yıl 14. kez düzenleneceğini belirterek, etkinlikte enerji verimliliği bağlamında teknoloji ve ekipmanların da tanıtıldığını söyledi.

Etkinliğe, Arnavutluk, Azerbaycan, Ermenistan, Bosna Hersek, Gürcistan, Kazakistan, Kosova, Kırgızistan Makedonya, Moldova, Moğolistan, Sırbistan, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan, Ukrayna, Afganistan, Bulgaristan, Yunanistan, İran, Pakistan, Romanya ve Rusya’nın da aralarında bulunduğu 13 ülkeden 20 kursiyer katılıyor.

SORULAR

Şahdeniz-2 Projesine ilişkin geçen hafta atılan imzaların anımsatılması üzerine Yıldız, bu projede TPAO ve BOTAŞ'ın hisselerinin yüzde 19'ü yükseldiğini kaydetti. Türkiye'nin TANAP'taki hissesinin yüzde 20'den yüzde 30'a çıktığını, bu hisse artışı karşısında 1 milyar 450 milyon dolarlık ödeme yapılacağını belirten Yıldız, proje için 2018 yılı sonuna kadar 45 milyar dolarlık harcama gerçekleştirileceğini ifade ederek, Türkiye'nin ekonomisinde de ciddi bir hareketlilik sağlanacağına dikkati çekti. Yıldız, şöyle konuştu:

"Bizim geçen yıl Şahdeniz Projesinden gelirimiz 265 milyon dolar civarındaydı. Bunun iki katına çıkmasını bekliyoruz. Yalnızca bununla kalmayacağız. 27,8 milyar dolarlık brüt gelir hedefliyoruz 2041 yılı sonuna kadar. Bu çok önemli, çok ciddi bir rakam. Biz orada her yıl üretilen 9 milyar metreküp civarındaki bir doğal gazın yüzde 19'luk hissesine sahip oluyoruz. 55 bin varil/gün üretilen petrolün de yine yaklaşık yüzde 20'sine sahip oluyoruz. Şahdeniz-2'den elde edilecek 120 bin varil/gün üretimin yine aynı şekilde yüzde 19'una sahip olmak demek. Bütün bunları topladığınızda Türkiye yerli ham petrol üretiminin bir kendisi kadar daha üretim sahibi olmuş olacak. Türkiye'deki yerli ürettiğimizin, inşallah 2018 sonu, 2019 başlarında Türkiye'deki üretilen yerli petrolün nedeyse iki katını toplam üretmiş olacağız. 2018 sonunda Türkiye tükettiği doğal gazın hemen hemen yüzde 12'sini kendi kaynaklarından karşılamış olacak. Bizim ithalata olan bağımlılığımızı azaltmamız için önemli bir veridir."

"Türkiye pozitif tutumunu sürdürmeye devam edecek" 

Yıldız, "Irak'tan gelen ve Türkiye üzerinden transferine başlanan petrol konusunda sıkıntılar yaşandığı ve bir petrol tankerinin Akdeniz açıklarında beklediği yönündeki haberlere ilişkin değerlendirmenizi alabilir miyiz" şeklindeki sorusunu yanıtlarken şunları söyledi:

"Bu petrol Türkiye'nin petrolü değildir, Irak'ın petrolüdür. Buradan oluşacak gelir, Irak'ın geliri olacaktır. Taşıma ve iletim faaliyetlerinden alınan kira bedelleri toplam gelirin yanında çok düşüktür. Bu petrolün yüklememizi yaptık, Kuzey Irak, hangi ülkeye, nasıl, hangi ihale sonucunda satar biz o konulara girmiyoruz. Çünkü bu hampetrol bizim hampetrolümüz değil. İster Akdeniz piyasasına satsın, ister ABD'ye, ister Çin'e biz o konuda tasarruf sahibi değiliz ve buradan oluşacak gelir, Iraklı kardeşlerimizin kendi oluşturduğu paylaşım sistemiyle bölünecektir. O yüzden bir başkasına söylenemeyen cümlelerin Türkiye'ye söylenmesini çok doğru bulmam. Bağdat ile Erbil kendi aralarında anlaşacaklar ve oluşacak gelir de Irak'ın normalleşmesine olan katkı olarak geçecek. Türkiye buradaki pozitif tutumunu sürdürmeye devam edecek. Tersi bir senaryo düşünün, Irak'ın ürettiği petrolün Türkiye üzerinden aktarılmasına mani olunsaydı bu Irak için doğru birşey olur muydu? Olmazdı. Biz, Irak'taki üretilen ham petrolün dünya piyasalarına çıkmasına zemin oluşturan bir komşu, dost, kardeş ülkeyiz."

"Yunanistan'ın Irak petrolünün sevkıyatı konusunda Türkiye'yi bypass edecek bir proje hazırladığı haberleri var. Neler söyleyeceksiniz?" sorusu üzerine Yıldız, "Dünya büyük, herkes istediği projeyi tabii ki gerçekleştirecek. Enerji politikaları çerçevesinde olduğu gibi Türkiye de bazı projelerde ön almak için uğraşmakta. Ama Türkiye'nin proje yapacak olması, bir başka ülkenin yapmayacağı anlamına gelmiyor. Onlar da tabii tercihlerini kullanabilirler" ifadelerini kullandı.

Kıbrıs çevresindeki enerji araştırmalarına yönelik bir soruya karşılık Yıldız, şu yanıtı verdi:

"Barbaros Hayrettin Paşa sismik gemimiz oradaki çalışmalarına devam ediyor. Oradaki hidrokarbonla alakalı bütün kaynakların, ister doğalgaz isterse petrol, bir barışın gerekçesi olması lazım geldiği kanaatindeyiz. Aynen Irak'taki petrolün, kendi belirledikleri paylaşım modeliyle nasıl yapılmışsa aynı mantık bütünlüğü içerisinde, aynı diyalektikle Kıbrıs için de aynı şeyleri söylüyoruz. Kıbrıs'ın ister güneyinde, ister kuzeyinde elde edilecek herhangi bir gelirin yine Kıbrıs'ın tamamı tarafından paylaşılmasının doğru olacağına inanıyoruz. Türkiye, Doğu Akdeniz'deki bütün projelerde enerjinin bir barış gerekçesi olarak kullanılmasından yanadır. Siyasete ve uluslararası ilişkilere yük olamayacak, tam tersi uluslararası ilişkilerin de önünü açacaktır, ben buna inanıyorum."

"Madencilik fakültelerine rağbetin artırılmasını sağlamamız lazım"

Soma'daki maden faciasının ardından alınacak tedbirlere ilişkin çalışmaların sorulması üzerine de Yıldız, geçen hafta 8 ayrı üniversiteden akademisyen çevreler ve madencilik konusundaki uzmanlarla bir araya geldiklerini anlattı. Madencilik sektörü konusundaki tüm katkılara açık olduklarını dile getiren Yıldız, öğretim üyelerinin öneri, tespit ve tavsiyelerini dinlediklerini, sendika, sivil toplum örgütleri ve özel sektör temsilcileriyle bir araya geleceklerini, ayrıca yurt dışından uzmanların katılacağı bir çalıştayın da gerçekleştirileceğini bildirdi.

Yıldız, "YÖK ile yapacağımız görüşme madencilik fakültelerine rağbetin artırılmasını sağlamamız lazım. Bu fakültelere yapılan müracaatların sayısının tahmin ettiğimizden daha az olduğunu görüyoruz. Türkiye madencilik yapacaksa, ki mutlaka, bunu, iyi alınan bir eğitimle, orta ve uzun vadeli çözmek durumunda. Yurt dışına gidecek heyetlerimiz belirlendi. Oraya da inşallah önümüzdeki haftalarda seyahatlerimizi düzenli olarak da yapacağız. Teknoloji transferiyle alakalı çalışmaları da hep beraber göreceğiz" diye konuştu.

Taşeron ve madenlerde yeraltında çalışan işçilere yönelik düzenlemeleri içeren yasa tasarısına yönelik de Yıldız, bu tasarıya birkaç eklemede bulunacaklarını bildirdi. Yıldız. "Çalışma saatleriyle alakalı şu anda mevcut olanların, intibaklarının yapılabilmesi için şirketlere bir kısım elastikiyetleri sağlamak istiyoruz. İster kamu, ister özel sektör. Şu ana kadar yapmış olanlar, bundan sonra yapacak olanlar" dedi. 

Tasarıya madde ekleyebileceklerini ifade eden ve işçi sağlığı ile iş güvenliğinin ön planda tutulacağını vurgulayan Yıldız, Türkiye'nin öncelikle işçi ve mühendislerin iş sağlığını ön planda tutarak, ithalat bağımlılığının azaltılması için üretimlerin doğru yapılması gerektiğini söyledi.

"Ağrı ve Yalova'ya hizmetlerimiz artan dozlarda devam edecek"

Bakan Yıldız, başka bir basın mensubunun tekrarlanan yerel seçimlere yönelik değerlendirmesini istemesi üzerine de şunları kaydetti:

"Demokratik bir seçim oldu. Yalova'da CHP, Ağrı'da da BDP'yi tebrik ediyorum. Bizden daha çok oy aldı bu iki parti. AK Parti bütün dün yapılan seçimlerin yine birinci partisi olmuştur. Ama bu bizim özellikle Ağrı ve Yalova'ya itiraz mekanizmaları saklı kalmak kaydıyla, hizmetlerimiz tabii ki artan dozlarda devam edecek. Yalova ve Ağrı, diğer 79 il bu hizmetlerden nasibini alıyor, bu iki ilimiz de almaya devam edecek. Belki de yatırımlarımızı daha da artırarak devam edeceğiz."

AK Parti'nin 14 merkezde oylarını yüzde 4 civarında artırarak, iki muhalefet partisinden daha fazla oy aldığını belirten Yıldız, bu açıdan partisinin başarılarının artarak devam edeceğini söyledi.

Gezi Parkı konusundaki bir soruyu yanıtlarken Yıldız, "Son bir yılın iyi analiz edilmesi lazım. Türkiye'deki Gezi Parkı, Haziran, 17 Aralık, 30 Mart ve Ok Meydanı... Bütün bunların resmine bakıldığında, Türkiye'nin uluslararası medyanın kadrajından aktarılmaya çalışılan ülkenin olmadığını görüyoruz" dedi.

Son iki gün içerisinde uluslararası medyayı daha fazla izleme fırsatı bulduğunu belirten Yıldız, "Aktarılan Türkiye'nin, şu an içinde bulunduğumuz Türkiye olmadığını gördüm. Bunun önemli, dikkat çekici bir nokta olduğu kanaatindeyim. Ne yapılmak istendiğini vatandaşımızın çok iyi anlaması lazım. Türkiye'deki gelişmelerin, büyümelerin çok fazla ön planda tutulmadığını görüyorum" diye konuştu.

Cuma günü yeni bir imza atılacak

Türkiye'nin Şahdeniz Projesi gibi birçok önemli projeye imza attığını dile getiren Yıldız, "Önümüzdeki Cuma günü, dört gün içerisinde inşallah yeni bir imza daha atılacak. Türkiye'deki siyasi istikrara duyulan güvenin, somut bir göstergesi, tekrar hep beraber inşallah ortaya konacak" ifadelerini kullandı.

Bakan Yıldız, bu imzanın içeriğinin sorulması üzerine, bunun uluslararası bir imza olacağını belirterek, içeriğini açıklamadı.