Madenlerimizi yüksek katma değerli uç ürün olarak satmak istiyoruz
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Madenlerimizi sadece ham madde olarak değil, yüksek katma değerli uç ürün olarak satmak istiyoruz. Ham maddede 1, ara mamulde 8, tam mamulde 24 kata kadar kazandıran bir sektörden bahsediyoruz. Benim altyapım 24 kat kazanmaya müsaitken neden 1 kat ile yetinmek zorunda kalayım? Elimizdeki imkanları sonuna kadar kullanmaya kararlıyız." dedi.
Bakan Dönmez, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın da katılımıyla Bilecik'in Bozüyük ilçesinde düzenlenen VitrA Karo Tesisi Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin son dönemde üretim ve ihracat odaklı bir büyüme modeline geçtiğini söyledi.
Bu yatırımları sadece tesis yatırımları olarak görmediklerini belirten Dönmez, her şeyden öte kullanılan teknolojinin, yapılan AR-GE ve inovasyonun, katma değeri artıran önemli bir unsur olduğunu anlattı.
Dönmez, bu tesiste ham maddeden uç ürüne son teknolojiyle donatılmış, yapay zekanın kullanıldığı bir altyapının olduğunu dile getirerek şöyle devam etti:
"Bu gelişmiş altyapı beraberinde nitelikli, son teknolojilere hakim yetkin bir iş gücünün istihdamına da kapı aralıyor. Bizim de son dönemde ortaya koyduğumuz madencilikte katma değerli ürün stratejisiyle de uyumlu bir yatırım. Mevcut madenlerimizi işleyerek onları katma değerli uç ürün olarak piyasaya sunduğumuz bu tür yatırımlarla, madencilikten aldığımız küresel payı daha da artıracağız inşallah. Tesis, toplam enerjisinin yüzde 7'sini yeşil kaynaklardan karşılayacak. Bu rakam inanıyorum ki önümüzdeki yıllarda peyderpey artacak."
"Geçtiğimiz yıl tam 177 ülkeye 7,7 milyon ton doğal taş ihracat ettik"
Bakan Fatih Dönmez, son dönemde madencilikte hem üretim hem de ihracat rakamlarında tarihi rekorlar kırıldığına dikkati çekti.
Türkiye'nin bor üretiminde açık ara dünya lideri olduğuna değinen Dönmez, "Altın üretiminde 42 ton ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek üretim rakamına ulaştık. İnşallah en kısa sürede 45 ton ve üzerine de çıkacağız. Geçtiğimiz yıl pandemi koşullarına rağmen demir, nikel, boksit, fosfat, trona ve tuz üretimlerimiz tarihi zirvelerini gördü." ifadesini kullandı.
Dönmez, üretimde yaşanan bu artışın maden ihracatı gelirlerine de yansıdığına işaret ederek şöyle bilgi paylaştı:
"2021 yılında 5 milyar 930 milyon dolarlık maden ihracatımızla bugüne kadarki en yüksek ihracat gelirine ulaştık. 2020 yılına göre yüzde 39'luk, son 20 yılla kıyasladığımızda ise 10 kattan daha fazla bir artış görüyoruz. 2021 yılındaki maden ihracatımızın alt kırılımlarına baktığımızda ilk sırada tüvenan-zenginleştirilmiş metalik cevherleri görüyoruz. Doğal taşlar, endüstriyel mineraller ve işlenmiş doğal taşlar da sırasıyla metalik cevherleri takip ediyor. Karo fabrikamızın açılışı vesilesiyle doğal taşlar için ayrı bir parantez açmak istiyorum. Geçtiğimiz yıl tam 177 ülkeye 7,7 milyon ton doğal taş ihracat ettik. Toplamda 2,1 milyar dolarlık gelirle toplam ihracatımızın yüzde 35'lik dilimini doğal taşlar oluşturdu. Yine 2021'de, doğal taşlar altından sonra en fazla dış ticaret fazlası verdiğimiz ikinci maden oldu."
"Yatırımcımız, teknolojimiz, insan kaynağımız, doğal kaynaklarımız var"
Bakan Dönmez, 2020 yılında dünyadaki toplam doğal taş ihracatının yaklaşık 13 ila 14 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini anımsatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çin'den sonra yaklaşık yüzde 13'lük payla bu alanda dünya ikincisiyiz. Sektörümüzün büyüme iştahı istihdam rakamlarına da olumlu yansıyor. 2021 yılında madencilik 149 bin 932 kişiyi istihdam ederek bu alanda zirve değerine ulaştı. İstihdam verilerinde 2009'a göre yüzde 27, 2020'ye göre yüzde 7,3'lük bir artış yakaladık. Madencilik sektörünün gayrisafi milli hasılaya katkısı son dönemde yüzde 1,3'e ulaştı. 2020 yılına göre yüzde 11'lik bir artış yakaladık. Bu rakamla 2023 hedefimize bugünden ulaşmış olduk. Şimdi yeni hedefimiz Türkiye'nin bu yüksek potansiyeline yakışır şekilde önce yüzde 3'lere ardından yüzde 5'lere kadar ulaşmak. Madencilikte dünyanın önde gelen ülkelerine bakıldığında bu rakam yüzde 5 ila 10 arasında değişiyor. Türkiye'deki potansiyel de dünyanın geri kalanından az değil. Yatırımcımız var, teknolojimiz var, insan kaynağımız var, doğal kaynaklarımız var. Geriye kalan tek şey var: O da madenleri çıkarıp işleyip ekonomiye kazandırmak. Vatandaşlarımıza istihdam sağlamak İhracat gelirimizle ülkemizin kalkınmasına destek olmak
"Temelini 2018'de attığımız bor karbür tesisimizde de sona yaklaşıyoruz"
Dönmez, madencilikte en fazla üzerinde durdukları hususlardan birinin, uç ürünlere yönelik yatırımlar olduğunu belirtti.
Bu konudaki hedefleri hakkında bilgi veren Dönmez şunları kaydetti:
"Amacımız açık ve net: Madenlerimizi sadece ham madde olarak değil, yüksek katma değerli uç ürün olarak satmak istiyoruz. Ham maddede 1, ara mamulde 8, tam mamulde 24 kata kadar kazandıran bir sektörden bahsediyoruz.
Benim altyapım 24 kat kazanmaya müsaitken neden 1 kat ile yetinmek zorunda kalayım? Elimizdeki imkanları sonuna kadar kullanmaya kararlıyız. Bugüne kadar uç ürün odaklı altın, gümüş, demir-pelet, bakır ve alüminyum entegre izabe tesislerini devreye aldık. En son sayın Bakanımızla (Mustafa Varank) Siirt'te temelini attığımız çinko izabe tesisimiz 2021 yılında devreye girdi. Tesis, yıllık yaklaşık 216 milyon dolarlık ithalatın önüne geçecek. Bu rakam Türkiye'nin yıllık çinko ithalatının yaklaşık yüzde 40'ına denk geliyor. Böylesine yüksek katma değere sahip tesislerimizin sayısını çoğaltacağız."
Pilot tesiste üretimi devam eden lityum karbonat tesisine değinen Dönmez, "Önümüzdeki dönem Balıkesir'de ve Kırka'da iki yeni tam kapasite çalışacak fabrika kuracağız. Eti Maden'deki arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürüyor. Orada da inşallah bu sene içerisinde ilk somut adımı atacağız. Temelini 2018'de attığımız bor karbür tesisimizde de sona yaklaşıyoruz. İnşallah onun açılışını da bu yıl içerisinde yapmayı hedefliyoruz." dedi.
"Madenciliğimizi ideolojik saiklerle yorumlamaya kalkanlara izin vermeyeceğiz"
Bazı kesimler tarafından madenciliğin çevre karşıtı bir iş olduğuna dair yapılan propagandaları da gördüklerini vurgulayan Dönmez şöyle devam etti:
"Bugüne kadar pek çok platformda üzerine basa basa ifade ettim. Dünyada madencilik hangi kurallarla yapılıyorsa Türkiye'de de aynı şekilde yapılıyor. Madenciliğe nasıl başlanacağı, arama, üretim ve işletme sürecinin nasıl olacağı, madencilik faaliyetinin ardından sahanın nasıl rehabilite edileceği kanunda tek tek ve açık seçik yazılı. Aramadan üretime kadar madencilik her aşamada sıkı kurallarla denetleniyor. Bugüne kadar yapılan örnekleri belgeleriyle kamuoyuyla defaatle paylaştık. Zeytin, üzüm, kayısı, badem, ceviz ya da aromatik bitkiler gibi gelir getiren ürünlerle rehabilite edilen alanların görsellerini ve bilgilerini paylaştık. Yine de bunlara rağmen çıkıp da madencilik gibi stratejik bir alanda kasıtlı bir şekilde olumsuz algı yaratmaya çalışanları da hoş karşılamayız."
Bakan Dönmez, çevreden ve madenlerden vazgeçmeyeceklerini belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
"Biz ne ikisini birbirine alternatif ne de birbirine rakip görüyoruz. Aksine ikisini birbirini tamamlayan, birbirini bütünleyen süreçler olarak görüyoruz. Bizim için enerji bağımsızlığı ne kadar kritikse maden bağımsızlığı da o oranda kritik ve hayatidir. Yerli kaynaklarımızı çevreci bir anlayışla ekonomiye kazandırmak isteyen kişi ya da kurumlarımıza yapılan planlı ve maksatlı saldırıların her zaman karşısında olacağız. Yatırımcılarımızı ürkütmek ya da Türkiye'deki yatırım ortamına dair manipülasyon yapmaya kalkanlarla mücadele etmekten geri durmayacağız. Madenciliğimizi yalanlara ve karalama kampanyalarına feda etmeyeceğiz. Madenciliğimizi ideolojik saiklerle yorumlamaya kalkanlara izin vermeyeceğiz. Yerli kaynak toprak altından çıkarılmayı beklerken ve en önemlisi benim gücüm buna yeterken neden yurt dışından ithal edeyim? Ya da soruyu şöyle sormak gerek. Neden birileri Türkiye'nin yurt dışından maden ithal etmesini istiyor?"