Yenilenebilir enerjide Avrupa'da 5. dünyada 12. Sıradayız
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye'nin yenilenebilir enerjide Avrupa'da 5. dünyada 12. sırada olduğunu söyledi.
Bakan Dönmez, Filyos Doğal Gaz İşleme Tesisleri'nde yaptığı 2022 Değerlendirme Toplantısında, Türkiye'nin elektrikte kurulu gücünün 100 bin megavatın üzerine çıkarak 103 bin megavata ulaştığını belirtti.
"Yenilenebilir enerji açısından baktığımızda Avrupa'da 5. sıradayız, dünyada 12. sıradayız." diyen Dönmez, sadece bu yıl işletmeye alınan elektrik üretim tesislerinin yüzde 94'ünün yenilenebilir enerji kaynaklarından oluştuğunu kaydetti.
Dönmez, 20 yıl önce 298 olan elektrik üretim tesisi sayısının eylül sonu itibarıyla 37 kat artarak lisanslı ve lisanssız olmak üzere 11 bin 142'e ulaştığını aktararak, şöyle devam etti:
"Bunların hepsini bir merkezden kontrol etmek zorundasınız. O günkü yapıda hemen hemen tüm elektrik üretim, şebeke, kamu eliyle yönetilirken bugün artık elektrik üretim tesislerinin yüzde 80'inden fazlası özel sektörümüze ait. Elektrik dağıtım şirketleri özelleştirildi. Kamunun elinde sadece yüksek gerilim iletim hatlarını işleten TEİAŞ kaldı.
Yenilenebilir enerjinin toplam kurulu güç içerisindeki payı da yüzde 54. 103 bin megavatlık kurulu gücümüzün 55 bin megavatını yenilenebilir enerji kaynakları tesisleri oluşturuyor. Ancak elektrik üretimindeki pay kesintili kaynak olduğu için rüzgar, güneş, hidrolik o kadar fazla değil, yani 54'ler seviyesinde değil, yüzde 44'ünü yenilenebilir kaynaklar oluşturuyor. Başka bir ifadeyle 100 lambanın 44'ü artık temiz enerji kaynaklarından gelen enerjiyle çalışıyor."
"Rüzgar ve güneşten elektrik üretiminde tarihi rekorlar kırıyoruz"
Zaman zaman rüzgar ve güneşten elektrik üretiminde tarihi rekorlar kırdıklarını vurgulayan Dönmez, "11 Aralık'ta ülkede üretilen, dolayısıyla tüketilen elektriğin günlük bazlı yüzde 27,6'lık kısmını rüzgar santralleri karşılamış oldu, tek başına dörtte birinden daha fazlasını o gün içerisinde. Malum o gün biraz lodos dolayısıyla rüzgar güçlüydü; zaman zaman rüzgarın payı diğer santrallerden daha fazla gerçekleşebiliyor." diye konuştu.
Dönmez, özellikle son birkaç yıldır, önce salgından sonra hızlı toparlanma, akabinde Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle küresel piyasalarda enerji emtia fiyatlarında anormal artışlar yaşandığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Pandemi döneminde 1000 metreküpü 120 dolar seviyesindeyken pandemiden sonra bu rakam 800-1000 dolarlara kadar çıkmıştı. Savaştan önce, yani 2022 Ocak ayında bu rakam 700-800 dolar civarında seyrediyordu. Savaşla birlikte 1000 doların üzerine hızlıca çıktı. 1500 doları gördü, 2500 doları gördü, hatta ağustos ayında 3 bin 300 doları bulan fiyatları gördük. Bu şu demek; o tarih itibarıyla 1 metreküp doğal gazın fiyatı 3,3 dolar; yaklaşık 60 liradan bahsediyoruz. Bu, toptan fiyatı. Ondan sonra eylül-ekim aylarında bir miktar gevşeme oldu.
Şu anda da uluslararası piyasalarda doğal gazın fiyatı 1400-1500 dolar bandında seyrediyor. Hala pandemi öncesi dönemlere gelmiş değil. Pandemiden önceki fiyatlar uzun dönemli ortalamaya baktığımızda, yani 10 yıl geriye gittiğimizde, 1000 metreküp doğal gazın fiyatı 250 ila 350 dolar bandında değişiyordu. Hala ciddi bir yükseliş var. Buna rağmen hükümetimiz aldığı kararlarla özellikle hane halkı başta olmak üzere çiftçi, birtakım sosyal gruplara, buna sonradan STK'lar, dernekler, vakıflar, cemevleri de eklendi, mesken grubuna almak suretiyle bir destek yapıldı.
Elektrik tarafında özellikle düşük kademede destek tutarımız yüzde 50'ler mertebesinde, doğal gazda ise yüzde 75'ler mertebesinde devam ediyor. Yine hükümetimiz birtakım regülasyonlarda değişikliğe giderek, örneğin vergi düzenlemelerinde, mesken grubunda biliyorsunuz KDV'yi yüzde 18'den yüzde 8'e çektik. Aynı şekilde tarımsal sulamada, yani çiftçilerin kullandığı elektrik de bu uygulamaya gidilmiş oldu."
Yılbaşına girerken TRT payı, enerji fonu gibi birtakım bedellerin sıfırlandığını dile getiren Dönmez, "Bunun yanı sıra hala ödeme güçlüğü çeken hanelerimize de yaklaşık 3-4 yıldır uyguladığımız bir sistem var; elektrik tüketim desteği. Burada da destekten yararlanan hane sayısı 2,4 milyon haneye ulaştı. Bu yıl ocak-eylül döneminde, yani ilk 3 çeyrek dönemde 2,9 milyar liralık destek sağlandı. Yine bu yıl yeni bir uygulamaya daha geçtik. Daha önce hükümetimiz bazı ailelere ısınma yardımı kapsamında kömür dağıtımı yapıyordu. Ancak biz doğal gazı o kadar çok yaygınlaştırdık ki vatandaşlardan bize talep gelmeye başladı; 'Biz daha temiz yakıta geçmek istiyoruz, kömür yardımından doğal gaz yardımı olarak yararlanabilir miyiz?' diye. Ona da mart ayında geçilmişti. Şu anda 331 bin hane yararlanır vaziyette. Burada aslında 3-4 milyon haneye çıkabilecek bir imkan da söz konusu." ifadelerini kullandı.
"Doğal gazda son 20 yılda adeta bir devrim yaşandı"
Bakan Dönmez, üretilen elektriğin iletim hatlarıyla kentlere oradan da dağıtım şebekesiyle iş yerlerine, konutlara ve diğer kullanım noktalarına kadar taşındığını anlattı.
Türkiye'de iletim hattı uzunluğunun 73 bin kilometreye, dağıtım hattı uzunluğunun ise 1 milyon 363 bin kilometreye ulaştığını belirten Dönmez, "Dünyanın etrafını yaklaşık 36 kez dolaşacak kadar büyük bir şebekeden bahsediyoruz. Bunun büyük bir kısmı atmosfere açık; yani dağlar, dereler geçiyoruz. Şehirlerin içerisine her sokağa giriyoruz, köylerimize, yaylaya çıkıyoruz; atmosfere açık bir şebekeyi işletiyoruz." şeklinde konuştu.
Doğal gazda son 20 yılda adeta bir devrim yaşandığına dikkati çeken Dönmez, 20 yıl önce sadece 5 ildeki 57 ilçe doğal gaz konforundan yararlanırken bugün bu rakamın 81 ilde 703 yerleşim birimine çıktığını anlattı.
Son 20 yılda doğal gaz imkanı sunulan vatandaş sayısının da 3 kat artışla 69 milyona çıktığından bahseden Dönmez, şöyle devam etti:
"Neredeyse yüzde 80'inin kapısında doğal gaz var artık. Sayın Cumhurbaşkanımızın batıda ne varsa doğuda da o olacak vizyonu çerçevesinde Edirne'den Kars'a, Sinop'tan Hatay'a kadar 81 ilimizin tamamını doğal gaza kavuşturmuş olduk. Geçtiğimiz cuma günü arz güvenliğimiz açısından son derece önemli bir tesisin açılışını yaptık. Denizlerdeki Avrupa'nın en büyük doğal gaz yeraltı deposunu hizmete açtık. Depolama kapasitesi 4,6 milyar metreküp. Tuz gölünde 3-4 yıl önce devreye aldığımız depo 1,2 milyar metreküp. Toplamda yaklaşık 6 milyar metreküpe ulaşan bir depolama kapasitemiz oldu. Her iki tesisimizi de kışa girmeden eylül itibarıyla tam doldurduk. Hala depoları kullanmış değiliz. İhtiyaç oldukça kullanmayı planlıyoruz. Yine Tuz Gölü'nde genişleme kapasitesi bir yandan devam ediyor. İki yıl içerisinde oradaki kapasitemizi de 5,4 milyar metreküpe ulaştıracağız. Böylece 10 milyar metreküplük bir depolama hacmine ulaşacağız."
- "(Sakarya Gaz Sahası) Bu haliyle baktığımızda keşiften üretime dünyanın en hızlı devreye alınan deniz saha geliştirme projesi olacak, iddialıyız"
Günlük 40 bin varil olan kapasiteyi 65 bin varile çıkardıklarını aktaran Dönmez, "15 bin varil civarında da özel sektörün üretimi var. 80 bin varillik bir üretimden bahsediyoruz. Önümüzdeki yıl hedefimiz; günlük 100 bin varile çıkmak. Doğal gazda çok daha büyük bir miktarda üretimi yapmış olacağız. Bu haliyle bu yıl itibarıyla Türkiye'nin kullanmış olduğu petrolün yüzde 10'unu yerli kaynaklardan üretebilir hale gelmiş olduk. İnşallah önümüzdeki yıl bu miktar arttıkça yüzde 10'un üzerinde bir yerlilik oranını yakalamış olacağız." diye konuştu.
Dönmez, sondaj filosunu her yıl artırdıklarını dile getirerek, Abdülhamid Han sondaj gemisinin Akdeniz'de Taşucu-1 kuyusunda çalışmalarına devam ettiğini bildirdi.
Karadeniz gazının karadaki işleme tesisinde ilerleme oranının yüzde 80-85 civarında olduğuna değinen Dönmez, "Denizde boru hattı serim işleri tamamlandı. İlk fazla 10 kuyu hedeflemiştik. 9'unun işlemi bitti. 10'uncu da belki önümüzdeki birkaç haftada tamamlanmış olacak." dedi.
Dönmez, operatörlerin 2 bin 200 metre altında su altı robotlarıyla vana, ekipman ve boruların montajını yaptığını anlatarak, "Şu anda projemizde 8 bin kişi çalışıyor. 24 saat esasıyla çalışmalarımız devam ediyor. Deniz tarafında 51 gemiyle operasyon devam ediyor. Bu haliyle baktığımızda keşiften üretime dünyanın en hızlı devreye alınan deniz saha geliştirme projesi olacak, iddialıyız. İnşallah daha önce ifade ettiğim gibi bir aksaklık çıkmadığı takdirde mart ayında önümüzdeki yıl, Cumhuriyetimizin 100. yılında bu gazı sisteme vermeyi planlıyoruz. İlk etapta da günlük 10 milyon metreküplük bir üretim olacak. Yıllık 3,5 milyar metreküplük doğal gaz üretimine denk geliyor. 2026-2027'ye kadar da maksimum üretim seviyesine çıkaracağız. Bu durumda yaklaşık yıllık 15 milyar metreküplük bir doğal gaz üretimi söz konusu olacak ve ülkemizin ihtiyacının yüzde 25-30'luk kısmını buradan karşılıyor olacağız. Başka bir ifadeyle; hanelerde kullanılan doğal gazın tamamı artık Karadeniz'den çıkarılacak, üretilecek gazla karşılanmış olacak." ifadelerini kullandı.
"Belki yeni keşifler de o bölgeden gelebilir"
Petrol sondajı çalışmalarından bahseden Dönmez, "Geçtiğimiz hafta Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı Şırnak'ta Gabar bölgesinde Şehit Esma Çevik Sahası'ndan günlük 5 bin 350 varillik bir üretim yakaladık. Bu sahada yapılan bu keşif, 2022 yılında karada yapılan en büyük 10 keşiften birisi oldu, sanırım 7'nci sırada yer aldı. O sahada yine sismik çalışmalarımıza devam ediyoruz, arkadaşlar da ümitliler, belki yeni keşifler de o bölgeden gelebilir. O sahada kuyu başı üretimimiz 1000 varilin üzerinde. Türkiye'de kuyu başı üretimlerimiz ortalama 60 varil civarında. Körfez ülkelerindeki gibi yüksek miktarlarda değil, bunun çeşitli nedenleri var ama buradaki kuyularda kuyu başı üretimin 1000 varilin üzerinde seyrediyor olması bizim için son derece sevindirici. Orada oldukça kaliteli bir petrolden bahsedebiliriz." şeklinde konuştu.
Dönmez, Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde 4'üncü ünitenin temelini bu yıl içerisinde attıklarını anımsatarak, 2023 yılı sonuna doğru ilk üniteyi işletmeye almayı hedeflediklerini kaydetti.
Türkiye'nin 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda artan enerji ihtiyacını sadece yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılama imkanı bulunmadığından nükleer santrallere daha fazla yatırım yapmaları gerektiğini aktaran Dönmez, "Çünkü onlarda sıfır emisyon. Nitekim Avrupa Birliği Komisyonu, nükleer güç santrallerine yeşil etiketi verme kararı aldı." dedi.
"Bor satışlarında dünyada pazar payına baktığımızda liderlik bizde"
Dönmez, bu yıl içerisinde ilk madencilik lisesini Balıkesir'de açtıklarını, özellikle madenciliğin yoğun olarak faaliyet gösterdiği yerlerde ara teknik eleman, teknisyen ihtiyacını karşılamak için Milli Eğitim Bakanlığıyla yaptıkları protokol ve işbirliği kapsamında ülkenin çeşitli yerlerinde madencilik meslek lisesi açtıklarını dile getirerek, bazı şehirlerde de meslek liselerinde madencilik bölümü açmak suretiyle de bu ihtiyacı gidermeye çalıştıklarını anlattı.
Bu yıl içerisinde dünyanın en büyük ikinci nadir toprak elementi rezervi keşfini Eskişehir'de açıkladıklarını hatırlatan Dönmez, şöyle devam etti:
"Pilot üretim tesisleri devreye girmek üzere. Ardından da endüstriyel ölçekte üretim yapacak çalışmaları da başlatacağız. Bu yıl Türkiye'nin ilk ferrobor üretim tesisinin temelini attık. Sanayinin ihtiyaç duyduğu hassas malzemelerden biri. Bunun da artık üretimini kendi tesislerimizde yapıyor olacağız. Bor satışlarında dünyada pazar payına baktığımızda liderlik bizde. İhracatta rekor geliyor, gelmek üzere. Son verilere göre 1,25 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Ancak daha önce de ifade ettiğimiz gibi ana hedefimiz; ham madde yerine katma değerli ürünleri dünyaya satmak."
Bakan Dönmez, enerji verimliğini teşvik etmek için çeşitli eylem planları hazırladıklarını ifade ederek, 2017-2021 yılları arasında yaklaşık 6,5 milyar liralık bu alanda kamu-özel yatırım yapıldığını, buradan da 4,5 milyon ton petrol enerji tasarrufunun sağlandığını vurguladı.
Avrupa'nın ve Orta Doğu'nun ilk ve tek entegre güneş paneli fabrikasının Ankara'da çalıştığını, üretilen panellerin Konya Karapınar'daki proje sahasında tatbik edildiğini belirten Dönmez, "An itibarıyla 1000 megavata yaklaştı oradaki kurulu güç. İnşallah önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde açılışını yapacağız. O güneş elektrik santrali, Avrupa'nın en büyüğü olacak. Dünyanın da beşinci büyük santrali olacak." ifadelerini kullandı.
Dönmez, 2023'ün ilk ayında bor karbür fabrikasını üretime, ferrobor üretim tesisini hizmete açacaklarını, lityum projesinin devam ettiğini dile getirerek, Tuz Gölü'ndeki doğal gaz depolama tesisinin genişleme çalışmalarının devam edeceğini, iki yıl içerisinde oranın da tam kapasite devreye alınmasının hedeflendiğini kaydetti.
"Petrol ve doğal gaz arama amaçlı sondaj sayısını artırıyoruz"
Üçüncü FSRU-LNG terminalinin bittiğini, ocak ayında gemiyi işletmeye alacaklarını aktaran Dönmez, "Petrol ve doğal gaz arama amaçlı sondaj sayısını artırıyoruz. Bu sene 150-160 arasında bir sondajımız olacak. Önümüzdeki yıl 200'ün üzerinde, Türkiye Petrolleri sondaj faaliyetine girişecek. Bunun yarısından fazlası da arama amaçlı olacak çünkü bulmak için aramak gerekiyor, bulanlar da arayanlar. Böylece 100 bin varil petrol hedefine ulaşmış olacağız." dedi.
Dönmez, Türkiye'nin enerjide ticaret merkezi haline dönmesi konusunda güçlü avantajlarının bulunduğuna dikkati çekerek, bu fırsatı iyi değerlendirmek istediklerini vurguladı.
TANAP'ın kapasitesinin artırılması yönünde ortaklar arasında görüş birliğini olduğunu belirten Dönmez, "İnşallah iki katına çıkacak. Önümüzdeki 3-4 yıl içerisinde bu çalışmalar tamamlandığında TANAP'ın taşıma kapasitesi 16 milyar metreküpten 32 milyar metreküpe çıkmış olacak. Bu ve diğer projelerle birlikte Türkiye sadece kendi enerji ihtiyacını değil, başta güneydoğu Avrupa ülkeleri olmak üzere Avrupa'ya bu konuda enerji ürünlerinin taşınması, iletilmesi konusunda destek olmaya devam edecek." diye konuştu.
Dönmez, doğal gaz ve elektrikte bilgi ve tecrübelerine uluslararası gaz ticaret merkezinde kullanabileceklerini değerlendirdiklerini aktararak, "Bu konuda ticaret yaptığımız kaynak ülkeler başta olmak üzere bizim üzerimizden doğal gaz ithal eden ülkelerle de istişari amaçlı görüşmelerimizi yapıyoruz. Kısa bir süre içerisinde yol haritamızı kamuoyuyla paylaşmış olacağız. Böylece bölgesinde ve dünyada referans gaz fiyatının belirlendiği gaz ticaret merkezine sahip olacağız. Önümüzdeki yıl hedefleri arasında İstanbul'da uluslararası gaz konferansı düzenlemek var. Şubat ayı gibi bize doğal gaz tedarik eden ülkelerle bizim sistemlerimizi, projelerimizi, altyapımızı kullanarak doğal gaz ithal eden ülkeleri İstanbul'da aynı masa etrafında bir araya getirmeyi amaçlıyoruz." açıklamasında bulundu.