6. Rüzgar Enerjisi Kongresi
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, 6. Rüzgar Enerjisi Kongresi'nde (TÜREK) Türkiye rüzgar piyasasına ilişkin yaptığı açıklamada Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması'nın (YEKDEM) uygulandığı dönemde sektöre ciddi katkı sağladığını belirterek, "Özellikle günün ihtiyaçlarını karşılama noktasında YEKDEM 2020'de sona eriyor. Devam edecek misiniz diye soruluyor. Birinci ağızdan söylüyorum; "hayır" devam etmeyeceğiz. YEKDEM o günün koşullarında ciddi bir katkı yaptı ancak miadını doldurdu" dedi.
Türkiye'nin 15 yıllık büyüme hikayesinde enerji sektörünün aslan payına sahip olduğunu ifade eden Bakan Albayrak, "Ekonomik olarak büyümenizi desteklemek için bununla atbaşı giden enerji anlamında da yatırımlarınızı yapmak zorundasınız. Son 15 yılın yaklaşık yüzde 6'lık Türkiye ekonomisi büyümesine, yüzde 7'lik enerji sektörü büyümesini eklediğinizde, Türkiye'nin ne kadar büyük bir başarı hikayesi ortaya koyduğunu görebiliyorsunuz." değerlendirmesinde bulundu.
Albayrak, Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı bütün küresel ve bölgesel sıkıntılara rağmen güçlü bir şekilde yoluna devam ettiğini ve enerji alanında da artık bir üst lige çıkmak için hedeflerin ortaya konulması gerektiğini vurgulayarak, "daha çok yerli ve daha çok yenilenebilir" prensibi doğrultusunda Türkiye'nin kendi kaynaklarını öncelediğini ve adımların da bu doğrultuda atıldığını kaydetti.
Enerjide daha rasyonel modellerle piyasanın karşısına çıkmak için Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) modelinin ortaya konulduğuna dikkati çeken Albayrak, "Bu, birçok anlamda başarılı ve dünyada ses getiren bir model oldu. Bir model, yatırımcıyı, tüketiciyi, endüstriyi, kimi sayarsan say hepsini eşit anlamda, dengeli olarak tatmin etmeli ki sürdürülebilir olsun. Yoksa başkası gelir, bu modeli durdurup başka bir süreç ortaya koyar." ifadelerini kullandı.
Gelecek on yılda yenilenebilirde büyük yatırımlar
Albayrak, enerji ve maden ithalat faturasının 55 milyar dolar olduğunu hatırlatarak, Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada yenilenebilir kaynaklar alanında önemli bir konumu bulunduğunu söyledi.
Türkiye'nin yatırım kapasitesi, potansiyeli, yatırım teşvikleri ve cazip fırsatlarıyla uluslararası yatırımcılar için cazip modeller ortaya çıkardığını aktaran Albayrak, son 15 yılda bu modeller sayesinde ülkenin büyük bir başarı hikayesi ortaya koyduğunu vurguladı.
Albayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çevresel koşulları, temiz enerji koşullarını da destekleyecek sürecin önünü açmamız gerektiğinden hareket ettik. Özellikle son 2 yılda, sadece 2016'da devreye giren yeni kapasitenin yüzde 55'ini, 2017'de de şu ana kadar yüzde 64'ünü yenilenebilir kaynaklar oluşturdu. Bu, dünyada sayılı bir başarı ve artarak büyümeye devam edecek. Yerli ve yenilenebilir desteğimiz bu çerçevede devam edecek. Rüzgarda geçtiğimiz yıl kurulumda Avrupa'da üçüncü, dünyada yedinci olduk. Bu yıl, bu rakamları hem güneş hem rüzgarda zorlayacağız, hatta geçeceğiz. Tüm bu çerçevede baktığımız zaman önümüzdeki 10 yıl hedefi çizildi. Asgari 10 bin megavat güneş, 10 bin megavat rüzgar yatırımıyla Türkiye'nin enerji portföyünün çeşitlendirilebilmesi noktasında dengeyi sağlıklı kurmak için adımları bu noktada attık. Özellikle günün ihtiyaçlarını karşılama noktasındaki YEKDEM 2020'de sona eriyor. Devam edecek misiniz diye soruluyor. Birinci ağızdan söylüyorum; hayır devam etmeyeceğiz. YEKDEM o günün koşullarında ciddi bir katkı yaptı ancak miadını doldurdu. YEKA'yla daha rekabetçi bir sürece devam edeceğiz. Çünkü hakikaten bu noktada destek ve teşvikler açısından bakıldığında kamu maliyesini de olumlu destekleyecek bir sürece gireceğiz."
"Yatırımcının önünü açacağız"
Albayrak, milli enerji ve maden politikası doğrultusunda da bakanlığın adımlarının devam ettiğini, düşük maliyetli yatırım fırsatlarının yatırımcıların üst düzey ilgisini çektiğini söyledi.
Türkiye'nin bölgede önemli bir ihracat merkezi olma potansiyelini, enerji sektöründe de güçlenerek artırmaya devam edeceğine değinen Albayrak, "Bize düşen yol açmak, yatırımcının yolunu açmak. Eski kamu mantığı ile "Her şeyi kamu yapsın", yok öyle bir şey. Biz ortamı iyileştirip yatırımın, yatırımcının önünü açacağız." dedi.
Albayrak, YEKA ihalesine dünyadaki en büyük 10 enerji şirketinden 8'inin girdiğini hatırlatarak, bunun Türkiye piyasasının öngörülebilirliği açısından potansiyelini ortaya koyduğunu ifade etti.
Gelecek yıl sürpriz bazı adımlarla rüzgarda YEKA'ların devam edeceğini açıklayan Albayrak, "Güneşte dünyanın en büyük ihalesini yaptık, önemli adımlar attık. Rüzgarda da güneşte de seneye farklı sürpriz adımlarla devam edeceğiz. Hiçbir şekilde geri adım atmayacağız. Büyüme ve gelişme anlamında piyasayı şaşırtmaya ve "vay be!" dedirtmeye devam edeceğiz." diye konuştu.
Albayrak, bazı çevrelerin kurulu gücün tamamının rüzgar ve güneş olması gerektiğine dair söylemlerde bulunduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"Farklı alanlar üzerindeki üretimi inceliyoruz. Yenilenebilir bu açıdan Türkiye'nin enerji arz güvenliği noktasında çok önemli. Şunun altını çok net çizmemiz lazım, 80 bin megavatın yüzde 100'ünü rüzgar yapsın, güneş yapsın diyorlar. Bu, bazılarının bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma ya da ortamı manipüle etmek için oluşturduğu yanlış bilgiler. Baz yükünden, arz güvenliğine dengeli bir şekilde portföyü yönetmek, kullanmak durumundayız. Önceliğimiz enerjide de dışa bağımlılığı düşürmekse yerli kaynakların kullanımında yüzde 30'lardan 40'lara 50'lere çıkıyoruz. Hedef üçte ikiyse yerli ve yenilenebilir altyapıyı geliştirirken bu çerçevede özellikle bu açıdan hepsinden maksimum düzeyde faydalanmamız lazım. Güneşten kömüre, nükleer enerji kaynaklarına ve tabi ki doğalgaza kadar. Tüm bu çerçevede enerjide dışa bağımlılığın minimize edilmesi için önemli bir atılım olacak ve bu çerçevede devam edeceğiz."
Albayrak, rüzgarda bekleyen kapasitelerle ilgili olarak kasım-aralık gibi adım atılacağını belirterek, "Bu kapasitelerle ilgili süreci de bu yıl bitmeden tamamlayıp sektörün önünü hızlıca açarak 2018'e çok net ve somut bir şekilde ilerleyeceğiz." ifadesini kullandı.
Güneş ve rüzgar enerjisinde yeni modeller üzerinde çalıştıklarını dile getiren Albayrak, "Her kaynağı maksimum verimlilikle kullanmak suretiyle maksimum rekabetin de önünü açmalıyız. Teknoloji transferi ve yerli üretim anlamında da önemli adımlar atılmaya devam edilecek. Geçtiğimiz 15 yıldan çok farklı bir planlamayla 10-20-30 yılı planlıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
TANAP örneği
Albayrak, son 15 yıldır milletin kendilerine yüklediği sorumluluğu ileriye taşımaya devam edeceklerini kaydederek, "Birileri, sizin başarı hikayenizi gölgelemek ve gündemi başka noktaya çekmek için toplumun temel değerleriyle taban tabana zıt bir ahlak ve karakterle her türlü yalan, ahlaksızlık, iftira ve en önemlisi her türlü ihaneti yapmaya devam etse de biz zerre prim vermeyeceğiz. Suratlarına en ağır ve en sert demokratik tepkiyi verip işimize devam edeceğiz." şeklinde konuştu.
Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattının tarihi bir iş ve büyük bir proje olduğunu vurgulayan Albayrak, sözlerini şöyle tamamladı:
"2006'da devreye aldık. İkincisi gaz, on yıllarca, gaz piyasasını Nabucco diyerek AB'nin hikayelerini anlatarak netice alamadığı tarihi projeyi rafta bırakıp, dünya enerji piyasalarında tarihi adım olan TANAP'ı gerçekleştirdik. Seneye yıl ortasında açılıyor. Bu yılbaşı ilk test gazını basmaya başlıyoruz. Son olarak Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı, modern demir İpek Yolu'nun açılışı da var. Biz ne yapıyoruz, birileri ne yapıyor. Kimse kusura bakmasın biz çalışmaya üretmeye devam edeceğiz. Birileri de hezeyanlarına, bu topluma zıt ihanet iklimine devam edecek. Türkiye, yenilenebilir enerji alanında da dünyada en öndeki ülkelerden biri olmak için üretim teknolojisi, yerlileşme ve kapasite devreye alma noktasında ne gerekiyorsa yapmaya devam edecek. Bu konudaki en güçlü güvencemiz 80 milyon ve bize verdikleri destek."