20. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı

Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanıTaner Yıldız, "20. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı"nda (ICCI 2014), Türkiye'nin dünyanın büyüme hızından daha hızlı büyüdüğünü söyledi.

24.04.2014
  • Paylaş

30 Mart seçimlerinden önce 17 Aralık sonrasında özelleştirme ile alakalı bir takım ihalelere çıkıldığını anımsatan Yıldız, 19 firmanın dosya aldığını, ancak daha sonra siyasi iklim müsait olmadığı gerekçesi ile hepsinin erteleme talebinde bulunduğunu kaydetti.

30 Mart seçimlerinde "Ben artık Türkiye'de yatırım yapmıyorum" kararının da çıkabileceğini vurgulayan Yıldız, sözlerine şöyle devam etti:

"Nisan ayının başında, Kemerköy termik santralimiz özelleştirmeden teklif aldı, 2 milyar 641 milyon dolar… Bu değerlendirilecek, Özelleştirme Yüksek Kurulu'na (ÖYK) sunacağız, değerinde görürse verecek, değerinde görmezse vermeyecek. Şu anda Çatalağzı ile ilgili 6 teklif var. Yatağan ile alakalı 19 dosya var. Bunlar öyle veya böyle sonuçlanır, ama buradaki ana tema artık 'özel sektörün nerede kalmıştı, oradan devam edelim' teşhisidir. Bununla alakalı tercihidir. Çünkü Türkiye gerek siyasette, gerekse enerji sektöründeki öngörülerinde 'git-gel'ler yapmadı. Öngörülerinde sabit, ama doğru bir noktayı seçmeye gayret etti. Biz nükleer yapacağız dedik, dünyada tartışmalar var. Ama sürdürülebilir stratejinin nükleeri yapmaktan geçtiğine kanaat getirdik. Bugünkü para ile 2 nükleer santrali eğer 10 yıl önceden başlamış da bitirmiş olsaydık, 7,6 milyar dolarlık daha az ithalat yapmış olacaktık. Net ithalatımız 52 milyar dolar. Bunun yüzde 60'ı ulaştırma ile alakalı olanlar. Türkiye'nin bu kadar büyümesine rağmen son 12 yıldaki yalnızca enerji ile ilgili ithalatı oranları artmamıştır. Rakamlar artmıştır, Türkiye'nin borcu da alacağı da her bir şeyi artıyor. Çünkü ekonomik derinliği artıyor."

"Almanya 2 yıl önce nükleerden vazgeçti, ancak bugün tekrar bakabileceğini belirtiyor"

Bakan Yıldız, Almanya'nın 2 yıl önce nükleerden vazgeçtiğini, ancak bugün tekrar bakabileceğini belirttiğini, bunun sebebinin Ukrayna krizi olduğunu söyledi.

Anlık reflekslerle ülke yönetilmesinin doğru olmadığını aktaran Yıldız, kendilerinin nükleeri 10 yıl önce de yapacağını söylediğini, bugün de söylediğini, 10 yıl sonra da yapmış olacağını kaydetti.

Türkiye'nin doğru politikalarına devam ettiğini, özel sektörüne de güven vermesi gerektiğini vurgulayan Yıldız, bu konuda zaman zaman aksamaların olabildiğini, her problemin karşısında net bir şekilde "yatırımcının probleminin kendilerinin problemi" olduğunu ifade ettiklerinin altını çizdi.

Nükleer güç santrallerine ortak alacaklarını anımsatan Yıldız, "Nükleer santrallerde yüzde 5-10-20 yerli ortak alacağız. Her iki santral için de bunu yapacağız. Kamunun bir miktar payı olabilir" şeklinde konuştu.

 

Türkiye'de Konya Karapınar Ayrancı bölgesinin dümdüz bir arazi olduğunu ve kara ile ufuk çizgisinin burada birleştiğini söyleyen Yıldız, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Oraya özel bir çalışma yapıyoruz. 3 bin megavatlık güneş santrali için o bölgeyi açacağız. Tarım arazisi değil. 600 megavatlık santrale, TEİAŞ'ın EPDK'nın yaptığı çalışmaya biliyorsunuz 15 katı kadar talep geldi. Yani ben 9 bin megavatlık santral yaparım diyen yatırımcılarımız geldi. Biz orada 3 bin megavatlık dünyanın en büyük santralini kuracağız. İletim hatlarını ona göre dizayn ettiriyoruz. Bu çok önemli ve değerli bir rakam. Fatih bey Sevilla'da var değil mi, şu anda en yüksek 240 megavat diyelim ki güneş santrali, ama biz bütün bunların her birisinin en büyüğünü yapacağız. Uluslararası yatırımcılardan gelip bize diyorlar ki, 'Verin burayı bize, güneş santralleri ile alakalı, komple fabrikaları da burada yapalım, burada üretelim, her şeyiyle yapalım ama yeter ki biz burada elektrik üretelim' diyorlar. Bu firmaların sayısının artacağı kanaatindeyiz."

 

Bakan Yıldız, "Ukrayna krizi bizim uzun süre şaşıracağımız ve karşısında uzunca düşüneceğimiz bir kriz değildir" dedi.

Siyasi istikrarın önemine dikkati çeken Yıldız, "Siyasi istikrar olmadan gelip senin bir tane çöpüne bile teklif vermezler" dedi. 

Bakan Yıldız, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a hitaben yazdığı mektup çerçevesinde bir kısım görüşmeleri olduğunu, Gazprom Başkan Yardımcısı Aleksandr Medvedev ile bir araya geldiklerini, Türkiye ile Rusya arasında müstakil bir görüşmenin daha uygun olacağı kanaatine vardıklarını anlattı.

Rusya'nın Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerle yapacağı görüşmelerde Türkiye'nin ayrıca bir taraf olmak istemediğini dile getiren Yıldız, Romanya ve Bulgaristan üzerinden Türkiye'ye gelecek hattın hem çıkışları hem de gaz miktarlarının daha farklı olduğunu kaydetti.

 

Yıldız, Avrupa Biriliği üyesi ülkelerinin AB Enerji Komiseri Günther Oettinger ile yapmış oldukları görüşmelerde gerek Rusya'da gerekse Brüksel'de bir dizi toplantılar düzenleneceğini öğrendiklerini belirterek, "Bu toplantılarda özellikle AB üyesi ülkelerin doğal gazda arzla alakalı herhangi bir sıkıntı yaşamamaları için Ukrayna'nın üzerinde mali yapılanma konusunun konuşulduğu söylendi. Biz Ukrayna'nın mali durumu ile alakalı böyle bir görüşmede taraf olmak istemiyoruz. Çünkü Türkiye'nin durumu daha farklı. Bunun için bizim Sayın Medyedev ile yaptığımız toplantılar son derece olumlu geçti. Türkiye'nin arz güvenliği ile alakalı herhangi bir problem yaşamamasına dönük görüşmelerde bulunduk. Önümüzdeki ay Saint Petersburg'da bir enerji toplantısını bu vesile ile yapmak istiyoruz" diye konuştu.

 

Bir gazetecinin "Sizin bir kaç gün önce kuraklıkla ilgili bir açıklamanız olmuştu, daha sonra Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun bizim su sıkıntımız yok, barajlar dolu açıklaması yaptı. Burada bir anlaşmazlık mı var" şeklindeki soru üzerine Yıldız, şunları kaydetti:

"Orman ve Su İşleri Bakanımızla farklı cümleler kullansak da aynı şeyi kast ediyoruz. Herhangi bir tezat yok. Su miktarlarının seviyesi ile enerjinin üretilmesi, birbiriyle bağlantılı olsa da ayrı sonuçlar doğuran bir konudur. Ben Türkiye'de kar ve yağmur yağışlarının bir önceki yıllara göre daha düşük olduğundan bahsediyorum. Yalnız bunu herhangi bir krize dönüştürmeye çalışanların da doğru yapmadığını söylemem lazım. Türkiye'de enerji üretimiyle, elektrik tüketimiyle, elektrik kesintileriyle alakalı herhangi bir kriz söz konusu değildir. Biz su kaynaklarından HES'lerden elde edeceğimiz elektrik üretimi yerine, olmadığı kadarını diğer kaynaklardan üretiriz.

 

Şimdi Türkiye'nin toplam elektrik tüketimindeki ithalatın payı yüzde 3. Sanki bunu tamamıymış gibi göstermelerini de açıkçası doğru bulmam. Türkiye'nin elektrik ihracatı da var. Toplam yüzde 2-2,5'lik bir bedelden bahsediyoruz. Tamamını ithal ediyormuş gibi bir görüntünün enerji sektörüne, sektörde üretim yapanlara bir haksızlık olduğunu söylemem lazım. Türkiye'de elektrik üretimiyle alakalı kurulu güç özellikle geçtiğimiz yıl bütün zamanların rekorunu kırmıştır ve 7 bin megawat yeni güç eklenmiş. Türkiye'nin 1902 ile 2002 arasında ürettiği bütün kurduğu kurulu güçten daha fazlası Ak Parti Hükümetleri zamanında yapılmıştır. Bu yüzden Türkiye'de enerji ile alakalı herhangi bir sıkıntı söz konusu değildir. Bunların elektrik fiyatlarına yansıması ile alakalı spekülasyonlar yapılıyor. Bundan kaynaklanan herhangi bir maliyet artışını Türkiye göğüsleyebilecek, dengeleyebilecek bir güce sahiptir. O açıdan bu konuda doğru şeyler anlatıp, doğru şeyler yazmak lazım."

 

Enerji verimliliği için uğraşalım

Taner Yıldız, Türkiye'nin elektrik üretiminde HES'lerden yararlanacağı payın düşmemesi için uğraştıklarını belirterek, "O yüzden iyi niyetli tencere tava çalan kardeşlerimizin yerli kaynaklarla alakalı yapacaklarını daha dikkatli kullanmalarını rica ediyorum. Her birimiz enerji verimliliği ve tasarrufu ile uğraşalım. Tencere tava çalacaksak enerji tasarrufu ve verimliliği için bunu yapalım" dedi.  

"Güney akımın güzergahında değişiklik talebi olup olmadığına" ilişkin soruya da Yıldız, "Güney akımının herhangi bir güzergah değişikliği talebi bizden olmadı. Bu talep olmayınca bizim de herhangi bir arzımız olmaz. Böyle bir talep gelmesi halinde değerlendireceğimizi söylemiştik. Sayın Medyedev'de böyle bir talepleri olmadığını ve projeyi devam ettirdiklerini söylediler. Bizim için herhangi bir problem yok" cevabını verdi.

 

Mavi akımda kapasite artacak

Bakan Yıldız, bir Mavi akımın kapasitesinin artırılması talebinde bulunduklarını, 2015 yılının sonunda bunun fili duruma dönüşmesiy alakalı bir kısım teknik değişikliklerin yapılacağını bildirerek, "16 milyar metreküplük kapasite 19 milyar metreküplük kapasiteye çıkarmak için uğraşıyoruz. Bu alımları özel sektörün uygun fiyatla yapmasını istiyoruz. Uygun fiyatla olmaması halinde bu bizim için cazip olmaz. Türkiye hem büyüme rakamlarını karşılayabilecek arz güvenliklerini karşılamak durumunda hem de uygun fiyatlarla karşılamak durumunda. Türkiye bunu yapabilecek durumda diye düşünüyorum. Kendilerinden gelecek teklifi bekleyeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

 

Türkiye'yi enerjisiz bırakmayız

Yıldız, "Doğalgazda elektriğin payının artacağı ve elektriğe zam geleceği söyleniyor, bu konudaki değerlendirmeniz nedir" sorusuna şu cevabı verdi:

"Birinci kısım doğru ikinci kısım yanlış. Eğer yağmur kar az yağmış olursa bizim HES'lerden üreteceğimiz elektrik azalır. Bunun yerine başka kaynaklar ikame eder. Bunlar doğal gaz ve yerli kömür gibi kaynaklar. Biz Türkiye'yi enerjisiz bırakmayız. Ama onu hangi kaynaktan üreteceğiz o önemli. O zaman diğer kaynakları da kullanma zorunluluğumuz doğar. Ne olur doğal gazın payı biraz artar. Yüzde 43'lere indirdiğimiz doğal gaz payı tabi ki yağış rejimlerinin düzenli olmaması nedeniyle daha da artar.

Biz bunu istemeyiz de temenni etmeyiz de. Ortada herhangi bir sıkıntı bulunmamakta. Özellikle 30 Mart seçimlerinden sonra her vesile ile herhangi bir problem noktasının oluşturulmasına karşıyız. Kaynaklarımız son derece müsait. Biz bir sıkın öngörmüyoruz böyle bir şeyi de doğru bulmuyoruz."