Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi

Borsa İstanbul, Chevron, Halkbank ve Türk Hava Yolları (THY) ortaklığında düzenlenen Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi'nin açılışında Bakan Yıldız, ham petrol ve doğalgazın yer altındayken savaş gerekçesi, yer üstünde iken de barış gerekçesi olmasının, bu paradoksun daha iyi yönetilmesi gerektiğini gösterdiğini anlattı.

20.11.2014
  • Paylaş

"Özellikle Türkiye'de, bölgemizde, Irak, İsrail, Suriye, İran, Rusya ve Ukrayna kriziyle beraber çokça tartışılması gereken ve enerji sektörü üzerindeki etkilerini değerlendireceğimiz büyük bir yapı oluştu" diyen Taner Yıldız, Erbil ve Merkezi Irak Hükümeti'nin, Bağdat'ın arasındaki anlaşmazlıkların bu yıl kendini daha çok çözüm odaklı noktalara bıraktığını söyledi.
Türkiye'nin, Irak petrolleriyle beraber Irak'ın normalleşmesine katkı koyacak yapıyı, sistemi kurmaya çalıştığını uluslararası arenaya belirttiğini, bu konunun yoğun tartışıldığını dile getiren Yıldız, şunları kaydetti:
"Şu anda geldiğimiz noktada, o yıldan bu yana 35 kargonun, 25 milyon varilin üzerindeki ham petrol aktarımıyla beraber bu haftanın başında geldiğimiz nokta, olumlu bir nokta olarak söylenebilir. Yaklaşık 2 milyar doların üzerindeki bir gelirin, Irak'ın tamamının normalleşmesi adına konulan bir katkı olduğunu ve bu kurulan sistem sayesinde olduğunu, en son Bağdat'la Erbil'in bu konuda bir uzlaşı noktasına geldiklerini sevinerek görüyoruz."

"Hala 1,3 milyar insan enerjiye ulaşamıyor"

Bakan Yıldız, TANAP'ın ne kadar gerçekleştirilebileceğinin yalnızca Türkiye'nin doğalgazdaki arz güvenliği ile alakalı konular için değil, aynı zamanda AB üyesi ülkelerin enerji arz güvenliğiyle de ilgili önemli bir çözüm noktası olduğunu söylediklerini anımsattı.
2018 yılının sonuna kadar programlandırıldığı üzere TANAP'ı tamamlayacaklarını bildiren Yıldız, bu konuda Azerbaycan ile özel şirketlerin önemli katkılar sağladığının altını çizdi.
Halen 1,3 milyar insanın enerjiye ulaşamadığını bildiren Yıldız, Avusturya'da yapılan G-20 Zirvesi'ndeki liderlerin enerji başlığının bir sonraki yıl da müstakil bir başlık olarak geçmesine karar verdiklerini dile getirdi.
Türkiye'nin kurulu gücüne son 1 yıl içerisinde 7 bin megavatlık yeni kurulu güç eklediğini bildiren Yıldız, bunu çok fazla önemsediklerini, bunu yaparken de yenilenebilir enerji kaynaklarının bunun içindeki payını artırmaya özen gösterdiklerini ifade etti.
Sabah yaptıkları kahvaltılı toplantıda malzeme biliminin ilerlemesiyle beraber maliyetlerin düştüğünü ve bundan bir çok kesimin faydalanması gerektiğinin altını çizdiklerini aktaran Yıldız, "Tabii ki İran'la alakalı P5+1'in geldiği noktanın yalnızca Türkiye, yalnızca bölge açısından değil, dünya açısından da sevindirici bir nokta olduğunu ve bunun tamamlanması gereken süreçleri de devam ettireceğine olan inancımızı burada vurgulamak isterim" diye konuştu.
Yıldız, AB üyesi ülkelerin doğalgazda 3 temel girdisi olduğunu, bunlardan birinin Rusya'nın Ukrayna üzerinden aktardığı doğalgaz olduğunu belirterek, "Bununla alakalı yaşanan krizin önümüzdeki günlerde AB üyesi ülkelerin gündeminde kalacağını görüyoruz" dedi.
Bununla ilgili 2015 Mart'ına kadar bir takım çözümlerin üretilmesine karşın, hala kaygıların kalkmadığını ve Türkiye'nin de olası etkilenmeyle ilgili farklı çözüm önerileri olduğunu belirten Yıldız, gelecek hafta Moskova'da bununla alakalı geniş bir toplantı yapacaklarını sözlerine ekledi.

ABD ile Türkiye'de Rüzgar Enerjisinin Geliştirilmesine İlişkin Mutabakat Zaptı

Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi'nde, ABD ile Türkiye'de Rüzgar Enerjisinin Geliştirilmesine İlişkin Mutabakat Zaptı'nın imza töreni gerçekleştirildi.
Bakan Yıldız, törende yaptığı konuşmada, rüzgar enerjisinin geliştirilmesine yönelik mutabakat zaptı hakkında bilgi verdi. "Burada 3 bin megavat gücünde rüzgar enerji santralinin kurulmasına ve karşılığında ülkemizde rüzgar enerjisi ile alakalı ekipmanın üretilmesine dair mutabakat olacak" diyen Yıldız, bu anlaşma ile ABD'deki şirketlerin Türkiye'de faaliyet göstermelerini, yerli şirketlerle iş birliği yapmalarını cesaretlendirmesini ve rüzgar enerjisiyle ilgili eğitimlerin de karşılıklı oluşturulmasını hedeflediklerini söyledi.
Yıldız, "12 yıl önce 19 megavatlık güç şu anda 3 bin 600 megavata çıktı. Bunu önemli buluyoruz. 11 bin megavatlık da şu anda lisanslanıp onların realize edilmesini, yatırıma dönüşmesini sağlayacak yapıyı kurgulamış bulunuyoruz. Özellikle rüzgar türbinlerinin de Türkiye'de üretilmesini sağlayacak ve en az 500 milyon dolarlık bir yatırımı gerçekleştirecek bir kurguyu hedefliyoruz. Önemli olan Türkiye'de bunu yerli ekipmanlar ile yapmaktır. Bu mutabakatın iki ülke için de hayır getirmesini diliyorum" diye konuştu.
ABD Enerji Bakanı Ernest Moniz de İstanbul'a geldiği için duyduğu memnuniyeti dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:
"Bu mutabakat zaptı ülkelerimiz arasındaki son derece güçlü ilişkinin güçlü bir adımı. Paylaştığımız amaçlarımıza yönelimde bizler için pek çok fırsat var. Ekonomik kalkınma, temiz enerji, çevreyi koruma, hedeflerimize ulaşma, enerjinin güvenliği konusunda çok güçlü kararlılıklarımız var. ABD'de de rüzgar enerjisine çok büyük önem veriyoruz, üretimi artırıyoruz. Bu durum maliyetlerin düşmesine katkıda bulunuyor."

"Kerkük-Yumurtalık Boru Hattı ile oluşturmaya çalıştığımız sistem çalışır vaziyete geldi"

Konuşmaların ardından Yıldız ile Moniz medya mensuplarının sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, Irak petrolünün hangi boru hattından geçeceğine yönelik sorusu üzerine Bakan Yıldız, Irak Anayasası'nın bağlayıcı olduğunu aktararak, şunları söyledi:
"Başından beri Irak'ta Kerkük-Yumurtalık Ham Petrol Boru Hattı ile oluşturmaya çalıştığımız sistem hamdolsun çalışır vaziyete gelmiştir. Bugün 33. kargonun da yüklendiği bilgisini aldım. Bu, 25 milyon varilden daha fazla ham petrol, 2 milyar dolardan daha fazla ciro demektir. Bunların her biri Irak'ın petrolü satılarak sağlanan gelirlerdir. Irak'ın normalleşmesi adına yapılan işlemlerdir.
Siyasi istikrara her zamankinden daha fazla ihtiyaç hissedildiği bu ortamda bütün bu katkı komşu, kardeş ülke Irak'a yapılan bir katkı olarak tarihe geçecektir. Erbil ile Bağdat'ın bu sistem üzerine mutabakat sağlaması ve mart ayından bu yana akmayan merkezi Irak petrolünün SOMO aracılığıyla bundan sonra Ceyhan'dan akacak olması, sürdürülebilir bir yapıya ulaştığımızı göstermektedir. Bunun devam etmesinin birçok açıdan fayda getireceği kanaatindeyim."
Yıldız, Irak'ın ayrısı gayrısının olmadığını, kendi içlerindeki petrol paylaşımlarının Irak Anayasası'na göre yapıldığını aktardı. Kerkük'teki petrol sahalarının Irak'ın tamamına sunulacak katkı olarak önümüzdeki süreçte gündemde bulunacağını anlatan Yıldız, "Bunun da sistematiği kurulur. Kerkük-Yumurtalık Ham Petrol Boru Hattı'ndan daha farklı boru hattı ile bu petrolleri getirmemiz söz konusu değil. Çünkü 1,5 milyon varillik bir kapasite var. Bu kapasite henüz dolmuş değil. En az 1 milyon varil civarında kapasite ile çalışması gereken bir boru hattıdır. Öngörülerimizin doğru çıktığını görmek önemli ama bundan daha önemli olan Irak petrollerinin dünya piyasalarına daha fazla giriyor olmasıdır" görüşünü paylaştı.
Bakan Moniz de Irak'ın çok büyük enerji kaynaklarına sahip olduğunu ifade ederek, "Bu kaynaklar geliştikçe bütün bölgeye de yardımcı olacaktır. Elbette bu kaynakların Irak Anayasası çerçevesinde geliştirilmesinden yanayız. Bağdat ve Erbil'in mutabakata varması çok kıymetli bir ön adım. Petrol ve bütçe konuları açısından da önemli. Türkiye'nin çok kritik bir rolü var ve bu alanda bunu oynamaya devam edecektir" diye konuştu.

Moniz: "Türkiye'nin nükleer gücü geliştikçe bu iş birliğimiz devam edecek"

Moniz, "ABD'nin planları arasında Türkiye'nin nükleer güç tesislerine katılımı var mı?" şeklindeki soru üzerine ise ABD'de nükleer enerjiye bağlılıklarını sürdürdüklerini belirterek, "Türkiye'de ve Türkiye ile çalışmak gayet ilginç. Türkiye'nin nükleer gücü geliştikçe bu iş birliğimiz devam edecektir. Nükleer enerji karbonsuzdur. İklim çözümünün de bir parçası sayılması gerekir" dedi.
Yıldız da ABD'nin nükleer güç santralleri, yenilenebilir enerji kaynakları, kömür üzerinde sürdürülebilir politikalarının takdire layık olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'nin nükleer ile alakalı yeni başlayan ama anlamlı serüveninde somut, realize edilmiş ve Türkiye'nin enerji kaynaklarıyla çeşitlendirmeye katkı koyacak şekilde devam edeceğini hep beraber göreceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

"Rusya'dan (Batı Hattı'ndan) gelen gaz günlük 42 milyon metreküpten 27-28 milyon metreküplere kadar düştü"

Yıldız, "Rusya'dan gelen gazda miktar azalması olduğu söyleniyor. Moskova'da yapacağınız görüşmede nasıl bir çözüm düşünüyorsunuz?" soruya da Yıldız, şu yanıtı verdi:
"Bu konu Rusya Federasyonu ve meslektaşım ile gündemimize gelecektir. (Batı Hattı'ndan) Günlük 42 milyon metreküp miktarın 27-28 milyon metreküplere kadar düştüğünü söylemeliyiz. Bu bizim için iyi bir şey değil. Sürdürülebilir olan bu değildir, gerçek kontrat değerlerine mutlaka çıkılması lazım. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin, Ukrayna krizi ile alakalı geldiği son durumda dolaylı yoldan etkilenen ülkenin Türkiye'nin olmasını istemiyoruz. Türkiye aldığı doğalgazın parasını zamanında ödeyen ve kontratlarına karşı bağlılığını ortaya koyan bir yapı sergilemektedir. O problemin bir parçası olmak istemeyiz ama bu ayın sonuna kadar çözüme kavuşmuş bir kararlılıkla sergilenmesi lazım. Önümüzdeki hafta yapacağımız toplantıda amacımız bu olacaktır."
Bakan Yıldız'a, "Erbil, 'satılan petrolden elimize 1 milyar 700 milyon dolar geçti' diye açıklama yaptı. Bunun dışında Bağdat'a para gönderilecek mi?" sorusu da yöneltildi. Bu paranın Irak'ın tamamına ait olduğunu söyleyen Yıldız, "Genel bütçeden ayıracakları pay Anayasalarında belirttikleri yüzde 83'ü Bağdat'ın, yüzde 17'si Kuzey Irak'ın olmak üzere… Bu konuda Türkiye'nin ayrı bir fikri bulunmamaktadır" yorumunu yaptı.
Yıldız, gelecek süreçte TÜPRAŞ'ın hem Bağdat'ın hem de Erbil'in hassasiyetini dikkate alan yaklaşımının daha somut şekilde gerçekleşeceğine inandığını aktardı.

Kıbrıs doğalgazı

Doğu Akdeniz'de çıkarılacak gazın hangi güzergah üzerinden Avrupa'ya ulaştırılacağına yönelik soru üzerine de Yıldız, Doğu Akdeniz'de bir gaz potansiyelinin bulunduğunu hatırlattı. Yıldız, şunları kaydetti:
"Kıbrıs halkının tamamına ait bir gelirden bahsediyoruz. Dünyanın bazı platformlarda olduğu gibi her tarafta tutarlı olması gerekir. Biz nasıl Irak'ta kuzey-güney demeden Irak halkının tamamına ait bir gelirden bahsediyorsak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Güney Kıbrıs Rum yönetimi için benzer şeyi söylemeliyiz. Milyar dolarlık projeler bir cazibe kuralıyla işler. Hangi proje daha ekonomikse o şekilde devam eder. Güney Kıbrıs üzerinden, Yunanistan'dan Avrupa'ya aktarılmasıyla Kuzey Kıbrıs'tan, Türkiye üzerinden Avrupa'ya aktarılması konusunda bu işi bilenler hangisinin daha uygun olduğunu çok iyi takdir ederler. Zamanın iyi bir ilaç olacağına inanıyorum."

Moniz: "Petrol ve gaz gelirlerinin Kıbrıs'ta eşit paylaştırılmasından yanayız"

Bakan Moniz de Kıbrıs'taki sorunun çözümünü beklediklerini dile getirerek, "Petrol ve gaz üretiminden elde edilecek gelirlerin eşit olarak adada paylaştırılmasından yanayız" dedi.
"Rusya'nın gaz üretimi azaldı. Bunun Avrupa'ya ihraç edeceği gaza olumsuz etkisi olur mu?" şeklindeki soruya ise Moniz, yaptırım rejiminin şu anda kısa dönemde Rusya'dan gelecek tedarikleri etkilemeyeceği karşılığını verdi. Moniz, "Özellikle yeni kaynaklara yatırım yapılabilmesi fırsatını da sağlıyor. Ama bu konudaki kararımız özellikle Ukrayna'ya müdahalenin engellenmesini sağlamaktır. Bunun çözüldüğü noktada ticaret ilişkilerimizi tekrar hayata geçirebiliriz" şeklinde konuştu.

"Japonya ile imzalanan nükleer enerji anlaşmasını TBMM Genel Kurulu'na alıyoruz"

Yıldız'a, "Japonya ile Türkiye nükleer enerji anlaşması Meclisten ne zaman geçer?" diye de soruldu. Japonya ile ev sahipliği anlaşmasında bütün konular üzerinde mutabakat sağlandığını anımsatan Yıldız, "Bunu Genel Kurul gündemine alıyoruz. Bu ayın sonu veya aralık ayının ilk haftasında tamamlanacağı kanaatindeyim" bilgisini paylaştı.
Konuşmaların ardından ABD ile Türkiye'de Rüzgar Enerjisinin Geliştirilmesine İlişkin Mutabakat Zaptı imzalandı.
Bu arada Bakan Yıldız, Atlantik Konseyi Üst Yöneticisi (CEO) Frederick Kempe ile AB Komisyonu İklim ve Enerjiden Sorumlu Üyesi Miguel Arias Canete ile ikili görüşmeler de gerçekleştirdi. Görüşmeler, basına kapalı yapıldı.