3. Ticaret Müşavirleri Konferansı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Ankara’da düzenlenen 3. Ticaret Müşavirleri Konferansı’nda, enerji alanında Rusya ile işbirliği yapıldığında Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile ilişkilere son verilmesi gerektiği yönündeki beklentilerin yersiz olduğunu ifade etti.

07.01.2015
  • Paylaş

Türkiye’nin kabiliyet ve kapasitesinin Rusya’nın yanı sıra Çin ve AB ile de işbirliği yapmak için yeterli olacağını anlatan Yıldız, her türlü ortamda ve her ülkeyle projelerin geliştirilebileceğini belirtti. İşbirliği yapılan ülkelerden birini tercih etmenin diğerinden vazgeçmek anlamına gelmediğini vurgulayan Yıldız, şöyle konuştu:
"AB'ye siyasi nedenlerle girememiş olabiliriz ama enerji başlığı açılmamış olmasına rağmen 28 AB ülkesine en çok yardımcı olan üç ülkeden biriyiz. Enerjinin barışçıl amaçlarla kullanılmasını istiyor ve bunu tutarlı bir genel politika, tutarlı bir Türkiye politikası için yapıyoruz. TANAP’ın gelişimi, 45 milyar dolarlık bir rakamın 4 yılda senkronize bir şekilde bütün ortaklarla beraber harcanacak olması ve Türkiye’nin coğrafi avantajını uzun bir yolda dikkatli şekilde kullanımıyla alakalı konulardır."
İptal edilen Güney Akım projesiyle ilgili de konuşan Yıldız, AB ülkelerinin Rusya ile Güney Akım projesinde tıkanan yolun Türkiye ile açıldığını söyledi. Yıldız, Rusya ile geliştirilmesi planlanan yeni projenin Azerbaycan’la yürütülen TANAP’a karşı bir proje gibi göründüğünü ancak komşu Azerbaycan'la olan projenin önünün açık olduğunu ifade etti.
Irak’la yaşanan enerji ilişkilerinin de tartışma konusu olduğunu hatırlatan Yıldız, şöyle konuştu:
"Kuzey Irak Türkmenleri, Sünni-Şii gibi durumları dünya tartışadursun, her satılan varil Irak’ın normalleşmesi için önemli bir unsurdur ve bunu Türkiye fark etmiştir. 4 yıl önce İran’a yaptırımların uygulanması gerektiğini söyleyen dünyada bu fikirler geçen yıl İsrail Devlet Başkanı'nın ‘Neden İran’ın dini lideriyle görüşmeyeyim?’ demesiyle sonlanmıştır. Ülkeler, şirketler, insanlar ve aileler öngördüklerinin işaret ettiği kadar doğru yapmış olurlar. Türkiye, o dönemde İran yaptırımlarının sürdürülemez olduğunu söyledi. Şimdi bu yaptırımların önemli bir kısmı kalktı diğer kısımları da kalkacak. Doğru şeyler ürettiğimiz kadar güçlenip doğru kapasitesine ulaşıyoruz. Şu anda elektrik ve doğalgaz kalemlerinde ilişkimizin olmadığı hiçbir komşumuz yok. Suriye ile rejim olarak ayrı olmamıza rağmen, Yunanlarla tarihe dayalı düşmanlıkların körüklenmesine rağmen doğalgaz ve elektrik alışverişimiz var. Enerji bir barış gerekçesidir. Nükleer projelerde Rus ve Japonların yanı sıra 'sözde' Ermeni soykırımını tartışan Fransa ile de işbirliği yapıyor olmamız son derece önemlidir. Bu adımların yeri geldiğinde kaldıraç görevi göreceğini hep beraber göreceğiz. Bunlar sadece enerji ihtiyaçlarını karşılamak adına değil uluslararası siyasetin dizayn edilmesi adına da önemlidir."

Dünyada enerjide ciddi eşitsizlik söz konusu

Dünya nüfusunun 7,1 milyar olduğunu ve bunun 1,3 milyarının hala elektrikle tanışmadığını ifade eden Yıldız, elektrikle tanışmayan ülkelerin odun, tezek ve diğer yüksek kalorili yakıtları kullandığını, 890 milyon nüfusa sahip Güney Sahra Afrika’sının 19,5 milyonluk New York ile denk seviyede enerji tüketimi yaptığını söyledi.Geçen yıldan bu yana bu rakamlarda büyük değişiklikler olmadığını belirten Yıldız, konuşmasına şöyle devam etti:"OECD ülkelerinin dünya nüfusundaki payı yüzde 18 ama ham petrol ve doğalgaz ile tanışma payları yüzde 50. Geriye kalan yüzde 82’lik kısım ise diğer yüzde 50’yi kullanıyor. Dünyada enerji anlamında ciddi bir eşitsizlik ve dengesizlik söz konusu ama buna rağmen büyüme devam ediyor. Hindistan ve Çin’i içine alan büyümeler 2035-2050 hedeflerindeki en önemli kalemleri tutuyor. Diğer AB üyesi ülkeler ve Kuzey Amerika ülkeleri büyüme rakamları açısından büyük alan kaplamıyor ve kaplamayacaklar.2015 itibarıyla, ham petrol, doğalgaz ve kömürün hala bütün enerji kaynaklarının yüzde 85’ini işgal ettiğini ve dünyanın bunu yüzde 75’e indirmeyi hedeflediğini, büyük resmin bunu söylediğini bilmek lazım."

Türkiye özel sektör eliyle büyüyor

Türkiye’nin ithalat ülkesi olduğunu, petrol ve doğalgaz kaynaklarının temel ihtiyaçları karşılamadığını dile getiren Yıldız, siyasi sınırlar sabit kalırken ekonomide sınırların genişlediğini söyledi.
Yıldız, "Türkiye’de 2002 yılında, yani AK Parti hükümeti gelmeden önce kamu kaynaklarının enerji sektörüyle alakalı ciddi ağırlığı vardı. Üretim tesislerinin yüzde 32’si özeldi. 12 yılda kamunun payı yüzde 32’ye geldi. Kamu ile özel tamamen yer değiştirmiş oldu. Şu ana kadar enerji yatırımlarına harcanan yaklaşık 76-80 milyar dolar kamu bütçesinden değil özelden finanse edilmiştir. Çünkü, bizim kamudan almadığımız her dilim, savunma benzeri sektörlere harcanıyor" dedi.
Türkiye'nin özel sektör eliyle büyüdüğüne dikkati çeken yıldız, "Bize düşen onların önünü açmaktır" ifadesini kullandı.

Ticaret müşavirlerinin sorularını da yanıtlayan Yıldız, Arap baharı sonrasında Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da yaşanan siyasi istikrarsızlıklara değindi. Dünyadaki petrol üretiminin yarısından fazlasının bu bölgede olduğuna dikkati çeken Yıldız, "Petrol fiyatlarındaki düşüş gerekçeleri ortadan kalkmadan, yükselme gerekçeleri de oluşamaz. Siyasi istikrarsızlıklar devam ederken, bunun tam tersi konuşuldu, hatta petrol fiyatının varil başına 135 doları göreceği söylendi ama şu anda 50 dolardan, 40 dolardan bahsediyoruz" diye konuştu.
Türkiye için daha sürdürülebilir ve durağan bir petrol fiyatının önemli olduğunu vurgulayan Yıldız, "Petrol fiyatlarındaki düşüş vatandaşın cebine de yansıdı. Önceden 55 litre için 210 lira ödenirken, bu fiyatta 50 lira düşüş oldu. Bu fiyatlandırmanın hızlı bir şekilde benzin fiyatlarına yansıması otomatik fiyatlama mekanizmasının bir ürünüdür. Türkiye son altı ay içinde her ay başı petrole 1 milyon dolar daha az para ödemiş oldu" ifadelerini kullandı.
Dünyadaki petrol üreticilerinin zararının 950 milyar dolara ulaştığına dikkati çeken Yıldız, bu durumun petrol tüketicileri açısından ise 950 milyar dolar kar anlamına geldiğini söyledi.
Yıldız, Suudi Arabistan'ın petroldeki düşüş nedeniyle 14 milyar dolar zararda olduğunu, ABD'nin ise petrol nedeniyle uğradığı zararı piyasaya 40 milyar dolar sürerek hafifletmeye çalıştığını dile getirdi.
Bakan Yıldız bir soru üzerine 2015 yılının yenilenebilir enerji kaynakları için fırsat olduğunu, bu alanda önemli gelişmelerin yaşanacağını söyledi.
Özellikle kömür kullanımı üzerine gelen eleştirilerin gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Yıldız, "Almanya, enerji ihtiyacının yüzde 43'ünü kömürden karşılıyor. Türkiye ise yüzde 28'ini kömürden karşılamakta. Almanya elektrik üretiminde kömürün payını yüzde 50'ye çıkarmayı hedefliyor. Türkiye'nin bu seviyeye çıkabilmesi için kömürden elektrik üretimini 20 bin megavata çıkarması gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Eski Alman Ekonomi Bakanı Philip Rösler'in geçmişte bir toplantıda dile getirdiği, "Türkiye'nin istikrarlı enerji politikalarından çok şey öğrenmeliyiz" sözlerini hatırlatan Yıldız, sağlam ve istikrarlı enerji politikalarıyla hem özel sektör hem de kamu kurumlarının uyum içinde olduğunu bildirdi.
Elektrik üretiminde yenilenebilir enerjiye yatırım yapmak isteyen yatırımcılara 10 yıllık alım garantisi verildiğini hatırlatan Yıldız, "Üretirseniz tüketiriz, üretim bittikten sonra alım endişesi olmaz, elektriği özel sektöre de satabilirler kamuya da satabilirler" dedi.

Afrika'ya yatırımlarımız devam edecek

Yıldız, Afrika ülkelerine enerji yatırımlarının önümüzdeki yıllarda daha da arttırılmasının söz konusu olduğunu, Sahraaltı Afrikası'nda siyasi istikrar olan ülkelerde yatırımların devam edeceğini, şu anda petrol ve doğalgazla ilgili çalışmaların bulunduğunu, kömürle ilgili çalışmaların da artabileceğini söyledi.

İsrail gazı Türkiye'den geçmeli

Yıldız, İsrail gazıyla ilgili olarak da "Doğalgazın pazarı olan Avrupa ülkeleri ve Türkiye çok iyi biliyor ki İsrail gazı Türkiye üzerinden Avrupa'ya geçmezse ekonomik olmaz" ifadesini kullandı.
Kaya gazı ile ilgili çalışmaların Diyarbakır'da devam ettiğini hatırlatan Yıldız, kaya gazı çıkarma teknolojisinin diğer tekniklerden farklı olması nedeniyle özel şirketlerle işbirliği halinde olunduğunu belirtti.