Enerji Piyasaları Zirvesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ve Enerji Uzmanları Derneğince düzenlenen "Enerji Piyasaları Zirvesi"ne katıldı.

20.01.2015
  • Paylaş

Enerjiyi, "dünyada en çok adaletsizlik yaşanan medeni imkanlardan biri" diye niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün dünyada 1,3 milyar insanın elektrikten mahrum yaşadığına, Afrika'daki 800 milyon kişinin toplam elektrik tüketiminin New York'un elektrik tüketimi kadar olduğuna dikkat çekti. 

Dünyadaki enerji yoksulluğu ve adaletsizliğinin giderilmesi için enerji yatırımlarda geri kalmış ülkelere öncelik verilmesi gerektiğini belirten Erdoğan, uluslararası şirketler ve örgütlerin bu konuda daha duyarlı olmasına ihtiyaç duyulduğunu kaydetti. 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın Uluslararası Enerji Ajansının dönem başkanlığını yürüttüğünü, Türkiye'nin de G-20 dönem başkanlığını üstlendiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu imkanları bir araya getirerek, diğer hususlarla birlikte enerji yoksulluğu içinde olan bölgelerin de sorunlarını dünya gündemine taşımak için çok yönlü hazırlıklar içindeyiz. Bu kapsamda, önümüzdeki dönemde, bir enerji bakanları toplantısıyla çeşitli uluslararası etkinlikler yapılacak. Aynı şekilde merkezinde yer aldığımız doğu-batı, kuzey-güney enerji koridorlarını en aktif, en verimli şekilde değerlendirmek istiyoruz" diye konuştu. 

Mevcut enerji kaynaklarının önemli bir bölümünü barındıran Ortadoğu ve Hazar havzasından dünyaya açılan bir köprü olma yolunda önemli adımlar atıldığını kaydeden Erdoğan, "Enerji kaynaklarından elde edilen imkanların, ihtilaf ve yıkım değil barış ve refah kaynağı haline dönüşmesi için de her türlü çabayı harcıyoruz, harcayacağız. Diplomasinin tüm imkanlarını, tarihi ve coğrafi bağlarımızın tüm gücünü seferber ederek, bu konuda öncü, uyarıcı, yapıcı bir rol oynamanın gayreti içindeyiz. İçinde yer aldığımız ve alacak olduğumuz tüm önemli projelerde bu hususu öncelikle gözetiyoruz" değerlendirmesini yaptı. 

"Petrolü ve doğal gazı, barışın ve refahın aracı haline dönüştüreceğiz"

Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı ile Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal gaz Boru Hatlarını başarıyla tamamladıklarını belirten Erdoğan, Irak'ta yaşanan sıkıntılar sebebiyle zaman zaman duran Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı'nı yoğun gayretlerle yeniden işler hale getirdiklerini vurguladı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa'ya doğal gaz tedariki yapacak Güney Gaz Koridoru'nun temelini geçen yıl Bakü'de attıklarını hatırlattı.

Şimdi yeni projeleri hayata geçirme çabasında olduklarını kaydeden Erdoğan, TANAP projesinin temelini mart ayında atacaklarını bildirdi. Erdoğan, söz konusu hattan 2018'de gaz akışını başlatmayı hedeflediklerine dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, istikrar ortamının sağlanmasına paralel olarak Irak'ta da yeni projeler konusunda mesafe kat edeceklerine inandığını vurgulayarak, "Kıbrıs'ta Rum tarafının haksız ve uzlaşmasız tutumu karşısında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin hukukunu sonuna kadar savunacak, bu konudaki politikalarımızdan asla taviz vermeyeceğiz. Petrolü ve doğal gazı, barışın ve refahın aracı haline dönüştürmek için elimizden gelen tüm çabayı göstermeye devam edeceğiz" diye konuştu. 

"2023 yılına kadar 120 milyar dolar enerji yatırımı"

Türkiye'nin geçen 12 yılda ortaya koyduğu muazzam gelişmenin, beraberinde ciddi bir enerji ihtiyacını da getirdiğine dikkat çeken Erdoğan, şunları söyledi:

"Bugün 12 yıl öncesine göre iki kat daha fazla elektrik enerjisi tüketiyoruz. 2023 yılında ise bugüne göre iki kat daha fazla enerji tüketiyor olacağız. Bu durum enerji yatırımlarımızı hızlı artırmamızı gerektiriyor. Nüfus, ekonomik büyüme ve diğer faktörler göz önüne alındığında 2023 yılına kadar 120 milyar dolar enerji yatırımı gerçekleştirmek durumunda olduğumuzu görüyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlığını yürüttüğü hükümetler döneminde Türkiye'nin enerji ihtiyacını karşılamak için kamu kaynakları yanında özel sektör imkanlarını da devreye aldıklarını, bu yöndeki yatırımları da teşvik ettiklerini aktardı.

Bu sayede kurulu elektrik gücünde özel sektörün payını, yüzde 32'den yüzde 68,5'a yükselttiklerini vurgulayan Erdoğan, "Bugün bu oran yüzde 72 seviyesine ulaştı ve artmaya devam ediyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, özel sektörün devreye girmesiyle tasarruf edilen kamu kaynağını da eğitim, sağlık, adalet, güvenlik gibi diğer öncelikli alanlara kaydırdıklarını dile getirdi.

"Tabiat konusundaki hassasiyetimiz kimseden aşağı değildir"

Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için bir yandan petrol ve doğal gaz arama çalışmalarına hız verdiklerini diğer yandan da alternatif kaynakları harekete geçirdiklerini belirten Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Hidroelektirk ve kömür kaynaklarını daha verimli değerlendirmek için bu yöndeki projelere hız verdik. Aynı şekilde rüzgar ve güneş enerjisi başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarını devreye alma konusunda da önemli mesafeler katettik. Doğal zenginliklerimizi bozmadan, kirletmeden, tahrip etmeden elimizdeki imkanları en iyi şekilde değerlendireceğiz. Bizim çevre, tabiat konusundaki hassasiyetimiz kimseden aşağı değildir tam tersine çok daha samimidir, gerçekçidir. Ülkemize ve milletimize karşı sorumluluklarımızla tabiata karşı sorumluluklarımız arasındaki dengeyi biliyor ve buna göre hareket ediyoruz. Varsa bu konuda birtakım aksaklıklar, eksikler, onlar da giderilir ama Türkiye, kalkınma ve büyüme yolunda ilerlemekten asla geri durmaz, geri dönmez bunu böyle bilmek zorundayız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çerçevede nükleer enerjiyi ülkeye kazandırma konusunda da kararlı olduklarını söyledi.

Türkiye'nin sahip olduğu 1 milyon 200 bin kilometrelik elektrik şebekesinin Avrupa'nın en uzun ikinci, dünyanın da beşinci şebekesi olduğunun altını çizen Erdoğan, "Bu muazzam sistemi, ülkemizin kalkınmasının, refahının temel altyapısı olarak iyileştirerek ve geliştirerek sorunsuz şekilde işletiyoruz. Hem arz güvenliği hem dağıtım sistemi olarak her geçen gün daha ileriye giden enerji altyapımızı 2023 hedeflerimize uygun şekilde güçlendirerek yolumuza devam etmek kararındayız" ifadelerini kullandı.

"Akmaya başlayacak ama onlar hala bakmaya devam edecek"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Enerji alanında geldiğimiz bu önemli seviyeye rağmen Avrupa Birliği üyelik müzakerelerinde tıkanan fasıllardan birinin enerji olmasını da manidar bulduğumu yine burada ifade edeceğim" diyerek, şunları kaydetti:

"Eksik ne söyleyin, cevap yok. Nerede tıkandık söyleyin, cevap yok. Veremiyorlar, veremezler aynen diğer konularda, fasıllarda yaptıkları gibi. İşte Nabucco, Nabucco, Nabucco' dediler bakın yapamadılar. TANAP geldi, geçti ve inşallah çok kısa zamanda artık akmaya başlayacak ama onlar hala bakmaya devam edecekler, mesele bu."

Dürüstlüğün ve samimiyetin önemine işaret eden Erdoğan, "Avrupa Birliği sürecinde Türkiye'nin başardığı, hallettiği fasıllar konusunda çok açık, net söylüyorum, hangi fasıl olursa olsun, 'biz bu fasıl için hazırız' dediği anda Avrupa Birliği, biz onu 2-3 ayda önlerine getirir, koyarız. Çünkü Türkiye buna hazır ama onlar ne yazık ki bunlara hazır değiller. Herzaman ifade ettiğim gibi biz, kendi hedeflerimiz doğrultusunda ilerlemeye devam edeceğiz. Bu yolculukta bizimle beraber olan herkesin, her ülkenin, her kurumun kazançlı çıkacağından kimsenin şüphesi olmasın" diye konuştu. 

"Bakanından uzmanına kadar kesintisiz olarak 4,5 yıl dinlenen bir enerji sektörünü düşünün. Buna boyun eğmedik bundan sonra da boyun eğmeyeceğiz"

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız Enerji Piyasaları Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, ikili anlaşmalarla bir serbest üreticinin herhangi bir serbest tüketiciye enerjisini rahatlıkla satabildiğini, serbest tüketicinin de tedarikçisini rahatlıkla seçebildiğini söyledi.

Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına önem verdiklerinin dile getiren Bakan Yıldız, Türkiye'de tüketilen enerjide rüzgardan elde edilen elektriğin payının yüzde 10,5’e ulaştığını ifade etti. Yıldız, rüzgardan elde edilen elektrik sayesinde 850 milyon dolarlık daha az doğal gaz ithal edilmesini sağlandığını vurguladı.

Enerji sektöründe bir çok tehditler de bulunduğuna değinen Yıldız, şöyle konuştu:

"Usulsüz olarak dinlenen telefon konuşmalarının bizi yıldıracağı, paralel yapı tarafından da engelleneceğimiz düşünülmüştü. Bakanından uzmanına kadar kesintisiz olarak 4,5 yıl dinlenen bir enerji sektörünü düşünün. Buna boyun eğmedik bundan sonra da boyun eğmeyeceğiz.

Yalnız enerji sektöründe yılda 8-10 milyar dolar civarında paranın dönmüş olması illa bir usulsüzlük anlamına gelmeyecektir. Şu ana kadar yalnızca enerjide koyduğumuz prensiplerle değil, yetişme tarzımızla, gelenek ve göreneklerimizle, öğrendiklerimizle bu sektörü yönetiyoruz."

Türkiye'de enerji sektörünün 156 milyon dolarlık bir projeyi finanse edemeyip hazine garantisi arayışına girdiği bir noktadan, 22 milyar dolarlık 2 nükleer santral projesini hiçbir hazine garantisi vermeksizin gerçekleştirebilir hale geldiğine işaret eden Yıldız, "Bu, ülkedeki siyasi istikrar ve bunun sürdürülebilirliğine inançtan kaynaklanmaktadır" diye konuştu.

Petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki gelişmelere de değinen Yıldız, "Dünyada petrol fiyatlarındaki değişimlerin doğal gaz fiyatlarına yansıyor olması nedeniyle bu aydan sonra bizim alım fiyatlarımıza da yansıyacak. Kasım 2008'deki doğal gaz fiyatları civarında şu anda doğal gazımızı satıyoruz. Bu bizim yerli kaynaklarımızdan elde ettiğimiz gelirleri paçal hale getirmemiz, onlarla balans etmemizle mümkün oldu" diye konuştu.

Yıldız, Türkiye'nin sanayicisine AB'deki en ucuz elektrik ve doğal gazı sunduğunu belirtti. Bunu yerli kaynakların katkısıyla yapabildiklerini dile getiren Yıldız, tüm yatırım kararlarını da özel sektör yatırımcılarıyla alıp, gerçekleştirdiklerini söyledi.

Enerjinin kamudan almadığı payın, adalet, emniyet, sağlık gibi sektörlere aktarıldığına değinen Yıldız, bundan sonra da herhangi bir rehavete kapılmayacaklarını ve 2023 hedeflerini tutturacaklarını kaydetti.

Enerji Piyasaları İşletme Anonim Şirketi (EPİAŞ) Yönetim Kurulu'nun önümüzdeki günlerde belirleneceğini ifade eden Yıldız, borsada elektriğin rahatça alınıp satılabildiği bir noktaya gelineceğini belirtti.

İktidarları döneminde elektrik sektöründe kamunun ve özel sektörün yer değiştirdiğini vurgulayan Yıldız, kamunun payının o dönemde yüzde 32'ler düzeyindeki özel sektör payına çekildiğini bildirdi.