Bakan Yıldız: “Gelecek yılın sonunda Kandil’de petrol arama planımız var”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kandil Dağı'nda petrol aranması ile ilgili, "Orada bir sükunetin olması durumunda çalışmalara başlamayı düşünüyoruz. Gelecek yılın sonunda böyle bir planlamamız var" dedi.

26.03.2015
  • Paylaş

Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü Fatih Birol ile basın toplantısı düzenleyen Bakan Yıldız, Kandil Dağları eteklerinde, Hındırın ve Çoman bölgelerinde, bugünlerin olma ihtimalini daha yakın gördükleri için, Türkiye'nin çözüm süreciyle alakalı normalleştiğinde bununla ilgili enerji altyapısına hazırlıkta bulunmaları gerektiği için 15-16 ay önce bir sözleşme yaptıklarını anımsattı.
O bölgede petrol ve doğalgaz arayacaklarını, diğer 11 saha ile beraber oranın Türkiye ile Irak'a katkı koyacağına inandıklarını aktaran Yıldız, "Bu kadar önemli bir gelişmenin yanında 'Oradan çıkan petrolü PKK ile mi paylaşacaksınız?' diye bir kısım arkadaşlar manipülatif bir soru sordular. Biz PKK ile şu ana kadar çok büyük sıkıntılar paylaştık. Bundan sonra hiçbir artı değeri paylaşmayız. PKK ile paylaşılacak bir şeyimiz olmaz. Biz Irak ile muhatabız ve Irak ile bunu geliştiriyoruz" şeklinde konuştu.
Yıldız, Türkiye'nin Kandil Dağı'nın eteklerindeki blok ile beraber 11 sahası bulunduğunu belirterek, "Orada ortaklıklar ile beraber olan vardır, müstakil olarak kendisine kalanlar vardır" dedi.
Yalnızca Türkiye'nin Kuzey Irak'la yaptığı sözleşmelerden kaynaklanan sahalar olduğunu aktaran Yıldız, bunları DAEŞ'in oradan ayrılması ile beraber daha fazla ön plana alacaklarını söyledi.
DAEŞ'in sürdürülebilir bir yapı olmadığına işaret eden Yıldız, bunun kısa vadeli bir sorun olmaktan çıktığını kaydetti.
Kandil'deki arama çalışmalarının çözüm süreci ile ne kadar paralel gittiği sorusu üzerine Yıldız, "Birbirini yakından ilgilendiren bir konu. Çözüm süreci bu kadar başlamışken mutlaka nihayetlenecektir. Bir kısım sıkıntılarına rağmen, bir kısım yanlışlarına rağmen, Sayın Akdoğan da bahsetti şu anda bu sürecin zehirlenmesine dönük bazı işlemler yapılıyor, bazı söylemlerde bulunuyorlar. Biz bu sürecin doğru bir şekilde muhafaza edilmesinden yanayız" şeklinde konuştu.
İstikrarın kaybedilmesi halinde projelerin aksayacağının hep beraber görüldüğünü vurgulayan Yıldız, yaklaşık 318 bin varillik gelir elde edebilecekleri kuyuları PKK döneminde açamadıklarını anlattı.
Bunun Kandil Dağı için de geçerli olduğunun altını çizen Yıldız, orada bir sükunetin olması durumunda çalışmalara başlamayı düşündüklerini, gelecek yılın sonunda böyle bir planlamalarının bulunduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Normalleşmesine müteakiben başlarız. Orada istenilen oranlarla çıkarılmasının tarihini söyleyemem. Ama orası ne zaman normalleşir, bunun üzerine bir yıl ekleyin. İstikrarı tehdit eden ne var? Çözüm sürecinin nihayetlenmemesi. Ben açıkçası çözüm sürecinin nihayetleneceğine inanıyorum. Bu sürdürülebilir bir durum. Türkiye böyle bir kabuğunu kırmak, böyle bir cenderesini atmak, bu kamburundan kurtulmak zorunda. O açıdan ben buna inanıyorum."

"Doğalgaz fiyatlarında Türkiye'nin maliyeti açısından herhangi bir düşüş sağlanmadı."

Doğalgaz fiyatlarına ilişkin görüşlerini ifade eden Bakan Yıldız, doların TL karşısındaki yükselişinin yüzde 17-18'ler civarına çıktığını belirterek, "Bunu vatandaşa olduğu gibi yansıtmak demek, fiyatı yüzde 6 daha artırmak demek. Biz böyle bir şeye gitmeyeceğiz" dedi.
Dolar ile alıp TL ile sattıkları için aradaki farkın vatandaşın aleyhine gelişebilecek bir fark olduğunu anlatan Yıldız, buna müsaade etmeyeceklerini, kendi içlerinde bunu dengeleyeceklerini söyledi.
Doğalgaz fiyatlarında Türkiye'nin maliyeti açısından herhangi bir düşüş sağlanmadığını, ancak dolar bazında gazın fiyatının düştüğünü belirten Yıldız, "TL maliyeti açısından bu düşmedi. O yüzden biz bunu bir artış şeklinde vatandaşımıza yansıtamayız. Böyle bir kurgumuz yok" ifadelerini kullandı.

"Siyasi istikrarsızlığın kendi içinde bir birim oynamasının fiyatlara 5 katı, 10 katı oranında tesiri oluyor"

Yıldız, siyasi istikrarsızlığın kendi içinde bir birim oynamasının fiyatlara 5 katı, 10 katı oranında tesiri olduğunu bildiklerini belirterek, "Siyasi istikrarsızlık bölgemizde ne kadar yok ediliyorsa, enerji sektöründeki istikrarın ve projelerin o kadar çok yer aldığını hep beraber göreceğiz" dedi.
Nükleer güç santralleri ile ilgili de konuşan Yıldız, nükleer enerjinin birincil enerji kaynakları içerisindeki payının yüzde 5,6 olduğunu, iklim değişikliğinde dünyanın hedeflediği rakama ulaşmak için bu oranın 2035 yılına kadar yüzde 10'lar civarında olmasının istendiğini söyledi.
Bunun iklim değişikliğine nükleer güç santrallerinin olumlu manada katkı koyacağı anlamına geldiğini anlatan Yıldız, kömür yerine nükleer santralin yer almasının hedeflendiğini dile getirdi.
Şu anda Türkiye'de akredite edilmiş 460'ın üzerinde firma bulunduğunu, bunların ürettikleri malların nükleer güç santrallerinde kullanılabilmesinin öngörüldüğünü belirten Yıldız, "Bu rakamın, önümüzdeki 10 yıl içerisinde bin 460'lara, 5 bin 460'lara çıktığını hep birlikte göreceğiz" ifadelerini kullandı.
Irak ile ilgili de konuşan Yıldız, sistem kurduktan sonra şu anda 57 tanker ile 47 milyon varillik bir sevkıyat olduğunu, bunun nereden bakılırsa bakılsın 3 milyar dolarlık bir ciro anlamına geldiğini söyledi.
TPIC ile BP ortaklığında Rumelya sahasında çalıştıklarını anlatan Yıldız, orada 200 bin varillik günlük üretim hedeflediklerinin altını çizdi.
Enerji sektöründe yüzde 9 civarında bir büyüme sağladığını bildiren Yıldız, dünyada 2035 yılına kadar yapılacak 40 trilyon dolarlık yatırımların yüzde 60'ının eski tesislerin yenilenmesi için kullanılacağını dile getirdi.

"Şu ana kadar 3,1 milyar dolar yalnızca Akkuyu Nükleer Güç Santrali için para girdi Türkiye'ye"

Yıldız, Kuzey Irak'taki çalışmalarının detaylarının sorulması üzerine, Rumelya'nın Kuzey Irak sınırları içerisinde yer alan bir bölge olmadığını, Bağdat ile yaptıkları anlaşmanın bir parçası olduğunu söyledi.
Oradaki 200 bin varillik petrolün sahibinin Türkiye olmayacağını bildiren Yıldız, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"O, servis anlaşmaları ile yapılmış bir anlaşmadır. Nedir servis anlaşmaları? Her çıkarttığınız varil başına aldığınız ücret üzerinden yapılan ihaleyi Türkiye'nin kazanmasıdır. Yani diyelim ki bir varillik ham petrol çıkarttığınızda şu anki satış fiyatı 58 dolar ise biz orada 3-3,5 dolarını bizim aldığımız servis anlaşmalarıdır. Bu Irak'ın normalleşmesine konulan katkıdır. Bunu çok fazla önemsiyoruz. Bize Irak'ın normalleşmesini neden önemsediğimizi soruyorlar. Eğer Suriye'nin, Irak'ın anormal durumu, istikrarsızlığı bizi ilgilendiriyorsa, o ülkenin normal durumu ile istikrarı da bizi ilgilendirecektir. O açıdan komşu olduğumuz kardeşlerimizin normalleşmesi bizi elbette sevindirecektir."
Cizre-Musul elektrik hattına yönelik ise Yıldız, söz konusu bu hattaki 15 kilometrelik bölüm tamamlandığında Türkiye'deki arz fazlası elektriğin Irak ile paylaşılacağını dile getirdi.
Nükleer santraldeki son gelişmelerle ilgili de konuşan Yıldız, Rusya'nın son 1 yıl içinde gerek ham petrol fiyatlarının düşmesinden, gerekse rublenin dolar karşısındaki değer kaybından dolayı gelirlerinde düşme yaşandığını söyledi.
Rusya'nın kamu bütçesinden 50 milyar ruble ayırdığını aktaran Yıldız, şunları kaydetti:
"Rublenin dolar karşısındaki değer kaybından sonra dolar miktarında elbette azalma oldu. Ama şu ana kadar 3,1 milyar dolar yalnızca Akkuyu Nükleer Güç Santrali için para girdi Türkiye'ye. Türkiye'de şu anda Rusya ortaklığı ile beraber alınan bankada bu para yatıyor ve kullanılıyor tasarruf içerisinde. Önümüzdeki ay inşallah liman ihalesinin yapılıp temelinin de atılacağı bir noktaya gelmiş olacağız. O da nereden bakarsanız bakın 700-800 milyon dolarlık bir iş. Biz takvimde herhangi bir gecikme olmaması için gayret ediyoruz. Ama büyük projelerin tehditleri de, fırsatları da bitmez demiştim. Nükleer santraller de bu büyük projelerden birisidir."
Karadeniz'deki sondajda 3 bin metrelere geldikleri bilgisini veren Yıldız, 28 AB üyesi arasında en ucuz doğalgazı Türkiye'nin sattığını, elektrikte de ilk 3-5'te olduğunu belirterek, "Elektrik fiyatlarının yarı fiyatına düşmesini belki herkesten daha fazla isteyen birisiyim. Ama bunun bir değeri var, maliyeti var. Biz enerji sektörü olarak kamu genel bütçesine herhangi bir yük olmadan bu sektörü yönetmeyi çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.