Akkuyu Nükleer Deniz Yapıları İnşaatı Temel Atma Töreni

Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanıTaner Yıldız, Akkuyu Nükleer Deniz Yapıları İnşaatı Temel Atma Töreni'nde, bugün yeni bir sürecin başladığını belirterek, hiçbir zaman nükleer santral kurulumunda bu kadar somut ve net bir noktaya gelinemediğini söyledi.

14.04.2015
  • Paylaş

Dünya genelinde elektrik tüketiminin yüzde 11'inin nükleer santrallerden karşılandığına işaret eden Yıldız, bu oranın ABD ve Rusya'da yüzde 19, Almanya'da yüzde 16, Fransa'da yüzde 78 seviyesinde olduğunu kaydetti.
ABD'de nükleer santral sayısının 100 olduğunu, 5'inin de inşa aşamasında bulunduğu bilgisini veren Yıldız, "Rusya'da 34 santral var ve 9 tane inşa halinde. Çin'de 24 santral var 24 tane de inşa halinde. Fransa'da 58 santral var. Almanya'da toplam 17 santralin 8 tanesi devreden çıkmış olsa da 9 tanesi devrede kalacak" diye konuştu.
Yıldız, Fukuşima ve Çernobil'de yaşananların dünya nükleer santral teknolojisinde dönüm noktası olduğunu vurgulayarak, "Fukuşima'dan bütün kesimler derslerini aldı. Akkuyu Nükleer Santral de bundan dersini almıştır. Güvenlik sistemleriyle gelinen nokta diğer bütün yapılardan daha öne geçmiştir" ifadelerini kullandı.
Japonya'nın nükleer güç santralini çalıştırmadığı için geçen yıl enerji için 40 milyar dolar daha fazla fark ödediğine dikkati çeken Yıldız, "Almanya, 8 nükleeri kapattı ama 9 santralle devam ediyor. Almanya'nın nükleer kapattığını söyleyip 9 santralle devam etmesi, Japonya'da nükleer santrallerin kapatıldığı söylenip açılmaya başlanması, ABD'de 100 santralin işletmede olması ve 5 tane daha yapılması, İngiltere'de 2 tane ve Fransa'da 1 tane nükleer inşaatın devam ediyor olması büyük resimde gözden kaçırılmaması gereken önemli bir nokta" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin Uluslararası Atom Enerji Ajansı'na 1957'de üye olduğunu ve o günden bu yana sürekli nükleer santral yapmaya çalıştığını belirten Yıldız, şöyle konuştu:
"Cumhuriyetin kurulduğu tarihten bu yana 92 yılda 62 hükümet geldi, geçti ve bunların ortalama ömrü 1,5 yıl. Yalnız müzakeresi 1,5 yıl süren bir işten bahsediyoruz. Bir müzakere yapıyorsunuz ve hükümet tekrar değişiyor. Yeniden müzakere başlıyor ancak hükümet değişiyor. Bunu şunun için söylüyorum; bir ülkenin siyasi istikrarı o ülkenin uluslararası arenadan ve ilişkilerden arındırılamayacak kadar büyük projeleri kapsıyor. O yüzden Türkiye'de son 12 yılda siyasi irade, nükleer güç santralleri gibi bir çok büyük iş yapmayı başarmıştır."
Akkuyu Nükleer Santralinin 2100 yılına kadar Türkiye'nin elektrik piyasasında olacağını anlatan Yıldız, "İşletme süreci alım garanti süresi ve devam eden 60 yıllık işletme sürelerini ekleyince 2100 yılından bahsediyoruz. 2100 yılına kadar şu veya bu şekilde serbest piyasada çalışacak bir enerji santralinden bahsediyoruz. İnşallah bizden sonraki nesiller, burada çevre şartlarına uygun şekilde denizde balıklarını tutacaklar ve sosyal hayatlarına devam edecekler" diye konuştu.

"Nükleer enerjisiz bir gelişmiş ülke olmaz"

Yıldız, gelişen, büyüyen ve ilerleyen bir Türkiye'nin gelişmemiş bir enerji sektörü olamayacağına dikkati çekerek, dünyadaki 442 nükleer santralin yarısının ABD, japonya ve Fransa'da bulunduğunu anımsattı. Bakan Yıldız, "Eğer biz 2 trilyon dolar gayri safi yurt içi hasıla, 500 milyar dolar ihracat ve 25 bin dolar kişi başına düşen bir milli gelir hedefliyorsak nükleer güç santralleri bunun ayrılmazı olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin elektrik tüketimi artışında Çin'den sonra dünyada ikinci Avrupa'da ise birinci sırada olduğuna işaret eden Yıldız, şöyle devam etti:
"Tabi ki bizler yerli kaynakları, yenilenebilir kaynakları yapacağız. Birini yapmak diğerinden vazgeçmek anlamına gelmiyor, hepsini yapmak zorundayız. Nükleer güç santralleri 8 bin saatin üzerinde çalışıyor. Biz bunlara baz yüklü santraller diyoruz. Bugün itibarıyla eğer Akkuyu Nükleer Santrali devrede olsaydı 15 milyon nüfuslu istanbul'un bütün elektriğini ve Türkiye'nin bütün elektriğinin 28'ini karşılıyor olacaktı. Bu santral 10 yıl önce yapılsaydı şu ana kadar 14 milyar dolarlık daha az doğalgaz ithal etmiş olacaktır. Yani yerli kaynak mıdır ithal kaynak mıdır? diyenlere bu sözüm...
Bizler nükleer güç santrali olduğunda su kaynaklarını devre dışı bırakmayacağız. Yerli kaynaklar çalışacak tabi ki doğalgaz santralleri de rekabet edebildikleri kadar piyasada kalacaklar. Bizden 10 yıl sonra çocuklarımız 'eğer bugün bu kurulmuş olmasaydı 14 milyar dolar daha fazla para ödeyecektik' diyecekler."

"2 kilometrelik bir alanda 22 milyar dolarlık yatırım yapılacak"

Yıldız, Türkiye'nin kıyı şeridinin 8 bin 484 kilometre olduğuna işaret ederek, bu bölgede 2 kilometrelik bir alanda 22 milyar dolarlık yatırım yapılacağını bildirdi.
"Burada bu yapılırsa Antalya'daki Mersin'deki turist kaçar" şeklinde değerlendirmelerin yapıldığına değinen Işık, "Avrupa'nın en önemli turist kaynağı 3 ülkede, Fransa Paris, İngiltere Londra ve İspanya Madrid. Bir şehre gelen 55 milyon nüfus en fazla Paris'te. 90 kilometre daire çizdiğinizde 7 tane nükleer güç santrali var. Onların turistlerine bir şey olmuyorken bizim turistimize de bir şey olmaz" dedi.
Yıldız, Akkuyu'nun deprem bölgesinde olmadığını, buna rağmen santralin 9 büyüklüğündeki bir depreme göre dizayn edildiğini belirtti.
Bakan Yıldız, Akkuyu'nun inşaatında 10 bine kişinin çalışacağını da ifade etti.
Projede güvenlik gerekçesiyle 1,5 yıllık sarkma olduğunu anlatan Yıldız, şu bilgileri verdi:
"Bu, en yeni nesil bir santralin de önünü açtı. Bütün gelişmişlik endeksleri bu santralde olacak. Şu ana kadar emeği geçen ve geçecek olan herkese teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın vermiş olduğu desteklerden dolayı kendilerine teşekkür ediyorum. Biz burada 100 yılın projesi değil, 2100 yılına kadar çalışacak çevreye duyarlı bir projenin su tesislerinin temelini atmış olacağız."
Törene, Mersin Valisi Özdemir Çakacak, Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov, Rosatom Genel Müdürü Sergey Kiriyenko, Akkuyu Genel Müdürü Fuad Akhundov, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Zafer Alper ve çeşitli davetliler katıldı.
Törenin sonunda, Bakan Yıldız ve Sergey Kiriyenko, bölgede bir kayanın içine, gelecek nesillere ulaştırılmak üzere zaman kapsülü bıraktılar.

Soruları

Bakan Yıldız, temel atma töreninin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Akkuyu nükleer santrali hidroteknik yapılar ihalesinin sonucunun sorulması üzerine Yıldız, "İhaleler Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından değil, Akkuyu Nükleer AŞ tarafından yapılacak. Aynen liman ihalesi yapıldığı gibi" diye konuştu.
Yıldız, ihalelere yalnızca Türk şirketlerinin katılması ve bunun önünü açacak düzenlemelerin yapılmasının Türkiye'deki mühendislik açısından da önemli olduğunu belirterek, "Liman işini yapmış olan müteahhitlerimiz var. Uluslararası arena da yapmış olanlar var ama su alma yapıları itibarıyla bir kısım dalgakıranlar itibarıyla bu projeye benzeyen ve benzemeyen yönü olan projeler var. O yüzden 9 firma katıldı. Sonunda bir firma proje şirketine vermiş olduğu teklif çerçevesinde değerlendirildi" ifadelerini kullandı.
Akkuyu'nun liman inşaatının önemine işaret eden Yıldız, şunları kaydetti:
"Somut ne yapılıyor' dendi. Orada (Akkuyu) artık fiili olarak işler başlamıştır. Bundan sonra yaklaşık 7,5-8 milyar dolar civarında akredite olmuş yine Türk şirketlerinin ihaleye girebileceği bir yapıdan bahsediyoruz. Burada birçok mühendisimiz, işçimiz çalışacak.
Ben, Kirienko ya sordum 'Ne kadarını Türkiye'den alalım? Ne kadarını dışarıdan alalım?' Biz, Türkiye'de yapabildiğinizi alacağız. Yapamadığınızı alamayacağız' dedi."
Yıldız, Türk sanayicilerinin bu ihalelere katılması gerektiğine işaret ederek, "Ben sanayicilerimize seslenmek istiyorum. Ölçüleri, kalitesi belirli burada son derece teknolojik ve dünyadaki en uç ürünleri yapabilecek yapı hazırdır. Kendileri üretebilecekleri kadar, o teknik şartnamelere uyabilecekleri kadar bu ihalelere katılacaklar. Çünkü, Türkiye gerek işgücü gerekse mühendislik açısından bunları karşılayabilecek durumda. Biz, yapabileceklerimizi, üretebileceklerimizi, imal edebileceklerimizi ancak buraya vereceğiz. Bütün sanayicilerimizin yeni dallar, alanlar açacaklarına olan inancımı belirtmek istiyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin nükleer teknolojileri edinmesi gerektiğini vurgulayan Yıldız, üniversitelerin, eğitim ile beraber teknoloji transferini ve know-howı, bilgiyi, aklı anonim halde kullanabilmesi gerektiğini söyledi.
Yıldız, Türkiye'deki üniversitelerin ciddi teorik birikime sahip olduklarını belirterek, "Pratik uygulamaları da burada bulmuş olacaklar. Gerek akademisyenlerimiz, aydınlarımız, işadamlarımızın ciddi bir alana bu yatırımlarını yapabilmek için hazırlıklarını yapmaları lazım" dedi.
Akkuyu'ya yapılacak nükleer yatırıma ilişkin Yıldız, "Yaklaşık 5-6 kilometre karede biz 22 milyar dolarlık bir yatırımı gerçekleştireceğiz. Bu paranın hepsi buraya gelecek. Çok yoğun metrekare başı düşen yatırım miktarı, Türkiye'nin en yoğun yeri olacak Akkuyu" diye konuştu.
Yıldız, nükleer santralin yapı izinlerinin sorulması üzerine, "Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı legal bir kurumdur. Burada her aklına geldiği şekliyle bir iş yapılması söz konusu değil. Buranın ÇED'i alınmış durumda. Liman hizmetleri ile alakalı izinler alınmış durumda. Reaktörlerin temelinin atılacağı yerle alakalı inşaat ruhsatı ve izni alınmış durumda değil. Şu anda biz onu yapmıyoruz zaten. Şu anda biz reaktörlerin temelini atmıyoruz. Reaktörleri buraya taşıyabilecek, dışarıdan tribün ve jeneratörleri buraya transfer edebilecek limanların temelini atıyoruz" yanıtını verdi.

"Çevreye rağmen birşey yapmayacağız"

Bakanlıklarının çevreni korunması konusunda hassas olduğunu vurgulayan Yıldız, şunları söyledi:
"Biz çevreye rağmen birşey yapmayacağız çevre ile beraber yapacağız. Çevre Bakanlığımızın bu konuda hassasiyeti, bir çok ülkenin daha üzerinde. Ben Sivil Toplum Kuruluşlarının görüşlerini saygı ile karşılıyorum ama eğer karşınızdaki yapı gerek Rosatom gerekse Enerji Bakanlığımız bu şartları yerine getirdiği halde karşı çıkıyorsanız, sizin karşı çıktığınız çevre hassasiyetleri değil, bu ülkenin kalkınmasına bir karşı çıkıştır.
Bu ülkenin kalkınmasına karşı çıkışla alakalı her yapının karşısındayız. Bize bir endişesi olan aktarsın. Yeşille alakalı olan, çevre ile alakalı olan, hava temizliği ile depremsellikle alakalı olan ne varsa bize aktarsın. Biz onları dikkate aldığımızı onlara anlatalım. 'Ama ben nükleer santrale karşı çıkarım' diyorlarsa kusura bakmasınlar biz işimize devam edeceğiz. Bu Türkiye'nin kalkınması, gelişmesi ile alakalı bir husustur."