Bakan Yıldız EMD Üyeleriyle Bir Araya Geldi

Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanıTaner Yıldız Erciyes'te Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) üyeleriyle bir araya geldi ve soruları yanıtladı.

02.05.2015
  • Paylaş

Başkanlık sistemiyle ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine Yıldız, halkın iradesini yansıtan oylarla seçilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık sistemiyle ilgili sözlerini hatırlatarak, "Başkanlık sistemi dışarıdan gelecek bir şey değil. Bunu yapacak olan yine bizleriz. Bunun kuralları, hukuku ve altyapısı belli. Ama önünde sonunda Türkiye’nin hak ettiği ve bulunması gereken yer başkanlık sistemidir. Türkiye yerinde sayacak bir ülke olmak istiyorsa aynı sistemle devam etmesi gerekir ancak dünyada ilk 10 ülkeden biri olmak istiyorsa sisteminin değişmesi gerekir" diye konuştu.
Haziranda yapılacak seçime ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Yıldız, şunları kaydetti:
"Anketler konusunda çok yakın takip eden bir arkadaşınız olarak ben koalisyonla alakalı herhangi bir tereddüt görmüyorum, koalisyon ihtimali görmüyorum. Şu anda yine AK Parti gerek Sayın Başbakanımıza refakatle, gerekse genel merkezimizin bana yazdığı yaklaşık 25 ile dayanan gezilerimizde gördüğüm ve bunu anketlerimizle desteklediğimiz gözlemlerimizde ben yine vatandaşımızın AK Parti’ye rağbet edeceğine inanıyorum. Son 2 hafta içerisinde sebeplerini açıkladığımız bir kısım gerekçelerle en az 3-3,5 puanlık artış oldu. Bunu çok açıklıkla rahatlıkla söyleyebiliriz."
HDP’nin yürüttüğü seçim propagandasını da eleştiren Yıldız, "HDP’nin yaptığı şirinliklerin tarihinden, mazisinden ve hafızasından bağımsız olmadığını vatandaşımız bir kez daha görecek" ifadesini kullandı.
Vatandaşların, terör örgütü PKK'nın son 30 yılda ülkeye yaptıklarını hiçbir zaman unutmadığını ve unutmayacağını dile getiren Yıldız, şöyle devam etti:
"Çözüm süreciyle beraber artık Türkiye’nin geleceğinin şekilleneceğine inanıyoruz. Kim katkı koyarsa o kazanacak. En fazla da ülkemiz kazanacak. O açıdan ben koalisyon ihtimalini AK Parti için görmüyorum. Bunu yakın takip ettiğim 3 ayrı anketten de rahatlıkla söyleyebilirim ve yine Türkiye'de son 13 yılda Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlık yaptığı dönemde dahil olmak üzere seçimler zamanında yapılacaktır. İnşallah temennimiz de irademiz de bu yönde oluşur. Hazirandaki seçimler yapıldıktan sonraki seçim tarihi 2019’dur. AK Parti tek başına iktidarı sağlayarak 2019'a kadar tüm programlarını gerçekleştirecektir. Şu anda yüzde 48'ler bandını AK Parti rahatlıkla sağlar."
"İsyan mı çıkartacak, sivil itaatsizlik nedir?"
Bir başka soruyu yanıtlarken HDP’nin seçim barajını aşabileceğini düşünmediğini ifade eden Yıldız, "Kürt kardeşlerimizin, Kürt vatandaşlarımızın istismar edilerek Türkiye’nin partisi olduğunu iddia etmek yanlıştır. Bunu vatandaşımız biliyor. Ben o açıdan yüzde 8,5 - 9'lar bandını geçemeyeceğine inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, genel seçimde barajı geçememeleri halinde erken seçim için sivil itaatsizlik başlatacakları yönündeki açıklamasının sorulması üzerine Yıldız, şöyle konuştu:
"Sivil itaatsizlik şeklindeki cümlelerinin ne anlama geldiğini çok iyi tercüme etmemiz lazım. Sayın Demirtaş diyor ki, ‘Bu bir sivil itaatsizliğe dönecektir’ Ne demek bu, bize biraz açabilir mi? Ne yani isyan mı çıkartacak, cumhuriyeti, demokrasiyi, seçimleri mi tanımayacak? Böyle bir diplomatik cümlenin arkasına sığınmak kendisinin dürüstlüğüne yakışmayan bir şeydir. Söylesin, ‘ben isyan çıkartmak istiyorum’ desin. Vatandaşımız bunu çok iyi görüyor ve biliyor ve bunu bizler de gezdiğimiz seçim bölgelerinde anlatacağız. Sivil itaatsizlikten maksat nedir? Yollarda çadır kurup ülkenin kanunlarını tanımamak mıdır? Vatandaşlarımıza Şırnak, Silopi, Batman Mardin'de götürmek istediğimiz elektrik direklerinin bombalanması mıdır? Onların tamiriyle alakalı müracaat edildiğinde, bizim arkadaşlarımız gittiğinde onların engellenmesi midir? Nedir sivil itaatsizlik dediği? Kürt kardeşlerimizin oylarını alarak Kürt haklarını savunmak gibi bir istismara girdikten sonra oradaki vatandaşlarımıza barajla, havaalanıyla alakalı, direklerin bombalanması, iş makinalarının havaya uçurulması, oradaki vatandaşımıza giden hizmeti engellemektir. Şirinlik göstererek bu seçim süreci yönetilmez yönetilemez."

"İran doğalgazı Türkiye’ye pahalı satılmaktadır ve aldığımız en pahalı gaz İran doğalgazıdır. Bunun düşürülmesi lazım"

Yunanistan, Mısır ve Güney Kıbrıs liderlerinin üçlü zirve yaparak, Doğu Akdeniz'de enerji kaynaklarının paylaşımını görüştüklerinin hatırlatılması üzerine Bakan Yıldız, Kıbrıs doğalgazının Mısır’dan götürülmesi kararını uygulanabilir bulmadığını belirtti. Mısır’ın bir tüketim ülkesi olmadığını anlatan Yıldız, "Sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) olarak götüreceğiz denildi. LNG’nin maliyetleri ortada. Yalnızca bir siyasi inat uğruna böyle fizibilitesi olmayan bir işlem yapılmasını ben kendileri açısından da doğru bulmuyorum ve gerçekleştirilebilir de bulmuyorum" ifadelerini kullandı.
Rus gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya transfer edilmesini içeren Türk Akımı Projesi'nde son duruma ilişkin Yıldız, bu konuda müzakerelerin sürdürüldüğünü, karşılıklı iradelerin ortaya konulduğunu söyledi. Türkiye'nin bu projede tavrını ortaya koyduğuna dikkati çeken Yıldız, "Burada ana belirleyici olan Türkiye’nin alacağı 15 milyar 750 milyon metreküp doğalgazın daha ötesinde 63 milyar metreküpe tamamlanacak gazın talebidir. Bu talebin AB üyesi ülkeler tarafından geleceği söylendi. O kısmın tarafı biz değiliz. Yani AB ile Rusya arasında arasındaki doğalgaz talebi ve arzının hangi noktaya taşındığı, hangi noktaya geldiğini bizler de takip ediyoruz. Karar verecek olanlar onlardır" değerlendirmesinde bulundu.
Doğalgazda fiyat revizyonu için İran'ın Uluslararası Tahkim'e verilmesiyle ilgili olarak da Yıldız, duruşmaların ve müzakerelerin tamamlandığını bildirdi. İran doğalgazının Türkiye’ye pahalı satıldığını ifade eden Yıldız, şöyle konuştu:
"Aldığımız en pahalı gaz İran doğalgazıdır. Bunun düşmesi lazım. Vatandaşımız adına sanayicimiz adına düşmesi lazım. Açıkça söyleyeyim tahkimden alacağımız parayı yine bir kısım kademe borçlarımıza, gümrükle alakalı borçlarımıza ve hazineye aktaracağız. Onlar da tabi vatandaşımıza kullanıyorlar. Bu para tahkimden İran doğalgazından alacağımız para vatandaşımıza vergi yoluyla, vergi tahsiliyle götürdüğümüz hizmet yoluyla gidecek paradır. Dolayısıyla bunu son derece önemsiyoruz. BOTAŞ’ın nakit akışları açısından bunu önemli buluyoruz. Geriye dönük borçlarının ödenmesi açısından da bunu önemli buluyoruz. Hele hele doların arttığı enerji maliyetlerimizin arttığı ve vatandaşımıza yansıtmadığımız şu dönemde çok önemli."

"Maliyetleri vatandaşa yansıtmayacağız"

Bakan Yıldız, doların TL karşısında yükselmesinden dolayı enerji maliyetlerinin yüzde 7-8 arttığını ancak bunu sanayicilere ve vatandaşlara yansıtmayacaklarını dile getirdi.
Yıldız, "Türkiye-Türkmenistan-AB-Azerbaycan Dörtlü Görüşme Toplantısı"ndan sonra alınan Türkmen gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya transfer edilmesine yönelik kararı son derece önemsediklerini belirtti. Şu ana kadar bu tarz bir aşamaya gelinmediğini anlatan Yıldız, şöyle devam etti:
"Önemli bir miktarın, 30 milyar metreküplük bir miktarın 2020 yılı sonrasında Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması söz konusu. Türkiye doğalgazda 5 temel tedarikçi, Katar’la birlikte 6 tedarikçi ülkeye sahip. Petrolde de 11 tedarikçi ülke ile çalışıyoruz. Bunların sayılarını artırmak, kaynak çeşitliliğini artırmak bizim temel stratejilerimiz arasında. Türkmenistan’ın da bu kaynak ülkeler arasında yer almasını istiyoruz. Son derede stratejik ve verimli bir toplantı yapıldı. Temmuz ayının sonuna kadar çalışmalarını yapıp, bizlere raporlarını sunacaklar. Biz de AB Başkanına, Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’e ve Sayın Berdimuhammedov’a bütün bunları iletmiş olacağız.
Bizim hedeflerimizde Rusya, Azerbaycan, İran ve bundan sonra Türkmenistan doğalgaz boru hattı daha sonra Irak'la alakalı işlemler ve Doğu Akdeniz gazlarıyla alakalı temel başlıklar var."

"Milletvekili adaylarımızın bizlerden kötü olmadığını tam tersi daha iyi olduğunu söylüyorum. Bütün adaylarımızın yanında koşturacağız"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun çiftçilere 1,5 liradan mazot vereceklerine ilişkin açıklamalarının hatırlatılması üzerine Bakan Yıldız, TÜPRAŞ'ta motorinin rafineri çıkış fiyatının 1,41 lira olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu'nun ifade ettiği gibi motorinin rafineri çıkış fiyatının 1,21 lira olmadığına dikkati çeken Yıldız, "42 kuruşluk da dağıtım ve bayi hizmetleri var. Türkiye'de 13 bin civarında bayi bulunuyor. 42 kuruşu eklediğinizde 1,80 liranın üzerinde maliyet çıkıyor" diye konuştu.
Bu maliyette KDV ve ÖTV'nin bulunmadığına işaret eden Yıldız, şöyle konuştu:
"Hadi ÖTV'den vazgeçtiniz, KDV'yi de söylemiyorsunuz. Bu halkı aldatmaktır, yanıltmaktır. Sorum şu, eğer siz 1,5 liradan dağıtacaksanız bunu TÜPRAŞ'ın kapısında herkesin traktörleriyle gelip mazotunu doldurmasını mı planladınız yoksa bidonlarla alıp Hakkari'ye, Sivas'a, Rize'ye taşımayı mı düşünüyorsunuz? Türkiye'de 13 bin bayiyi, çalışmasını ve istihdamı sıfırlıyor musunuz? Bayilerden mi vazgeçeceksiniz? 80'e yakın dağıtım şirketini kapatmayı mı düşünüyorsunuz? Bu kadar mevzunun içine girmeden, bu kadar yüzeysel bir şekilde bir ana muhalefet partisi liderine açıklama yaptırılmaz. Yazıktır, günahtır. Siz ülkeyi yönetmeye talip oluyorsunuz."
Yıldız, muhalefet partilerinin yoksul vatandaşa bedava elektrik ve doğalgaz vaat ettiğini de ifade ederek, "230 kilovatsaate kadar vatandaşımızın kullandığı elektriği normalde almayacağız deniyor. Türkiye'de meskenlerin ortalaması 127 kilovatsaat. Siz asgari ücretin 4-5 katını alan vatandaşın da elektrik parasını ödemeye talip olduğunuzu söylüyorsunuz. Böyle bir şey olabilir mi?" diye sordu.
Bakan Yıldız, doğalgazın ithal bir kaynak olduğunu, sözü edilen rakamda elektriğin ücretsiz verilmesinin ise yaklaşık maliyetinin 30 milyar lirayı bulacağını bildirdi.
Bazı özelleştirmelere ilişkin eleştirilerin hatırlatıldığı Yıldız, AK Parti olarak özelleştirme politikalarını sürdüreceklerini, özel sektör eliyle yapılacak yatırımların artmasına gayret edeceklerini söyledi.
Elektrik dağıtım bölgelerinden elde edilen 13 milyar dolarlık özelleştirme gelirini ceplerine koymadıklarını, vatandaşa hizmet olarak götürdüklerini anlatan Yıldız, şunları kaydetti:
"Geriye dönük borçlanmaların, 90'lı yılların borçlarının faizlerini kapattık. Bir kısım borçlarını kapattık. Bunların her birisi yeni bir sistem olarak rehabilite ediliyor. Bakın Afşin- Elbistan A Santrali yerli kömürdür ve doğru bir yatırımdır ama artık üniteleri çalışamaz hale gelmiştir. Bizim ona kamu olarak yatırım yapmamız tekrar santrali yenileyeceğiz anlamına geliyor. Biz ne yaptık? Yargı kararlarıyla beraber bunu 3,6 milyar dolarlık oraya yapılacak yeni yatırımlarla özel sektör marifetiyle gerçekleştireceğiz.
Özelleştirmeden dolayı herhangi bir işçi kardeşimiz mağdur olmadı. Biz onları kapı dışına bırakmadık. Kendilerine seçenekler sunduk. Üç yıl içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, başka bir kamu kurumunda çalışabileceğini veya özel sektörü tercih edebileceğini söyledik. İşçi mühendis kardeşlerimiz, idarecilerimiz de tercihlerini yaptılar. Biz doğru bir iş yapıyoruz. Kimse oradan gelen özelleştirme gelirlerinin Hakkari'de, Kars'ta, Edirne'de, Sinop'ta kullanıldığını söylemiyor. Doğrusu bu. Biz ordan elde ettiğimiz gelirleri vatandaşımıza yol, su, köprü olarak geri döndürüyoruz. Bu CHP'nin ve bir kısım muhalefet partilerinin seçim vaatlerinin tutarsızlığının en önemli belgesidir."

"Çalışırken 'aday mıyım değil miyim' diye aklıma bile gelmiyor"

AK Parti'nin 3 dönem kuralı nedeniyle Kayseri'de güç kaybedip kaybetmeyeceğine yönelik soruları da yanıtlayan Yıldız, "AK Parti Kayseri'de güç kaybetmez. İlçe ilçe yine bütün sivil toplum örgütlerini tek tek dolaşacağız. AK Parti'nin hedeflerini tek tek anlatacağız. Adaylarımızın bizlerden kötü olmadığını tam tersi daha iyi olduğunu söylüyorum. Bütün adaylarımızın yanında koşturacağız. Adının Taner, Ahmet, Mehmet, Ayşe olması fark etmez. Çalışırken 'aday mıyım değil miyim' diye aklıma bile gelmiyor. Çalışmamız lazım diye aklıma geliyor" ifadelerini kullandı.
Yıldız, bir başka soruyu yanıtlarken, "Bakanlık olarak Soma ve Ermenek olayları açıkçası mahcubiyetimizdir. Zihnimden bakanlık sonrasında da çıkmaz. Bunlar bir sebeple oldu, tabi afetler değil bir kusurdan dolayı oldu. O yüzden bakanlığımız dönemindeki en kötü işlerimizin bunlar olduğunu söyleyebilirim" dedi.
AK Parti iktidarları döneminde çok büyük projelere imza atıldığını ancak Irak'la ilgili yapılan işleri ayrıca önemsediğini anlatan Yıldız, şöyle devam etti:
"Türkiye önümüzdeki dönemde bunu çok daha iyi anlayacak, Türkiye ekonomisine çok ciddi katkısı olacak. Bunu çok fazla önemsiyorum ve bu müzakere sürecinde Türkiye'nin enerji sektörüyle alakalı uluslararası arenada prestijinin Rusya, Azerbaycan ve İran'la yapılan müzakerelerle beraber çok iyi noktalara taşındığı kanaatindeyim. TANAP'ın da önümüzdeki süreçte kıymetini göreceğiz, bileceğiz. Nükleer santralle beraber Türkiye yalnızca bir elektrik tedariki değil, aynı zamanda sanayileşmeyle alakalı ciddi bir lig atlamasını gösterecektir. Sanayicilerimiz bunu günü geldiğinde inşallah daha da açıklığıyla söyleyeceklerdir. Türkiye'de enerji sektöründe yaptığımız çok fazla iş olsa da bir tanesini daha söyleyeyim. Değişimin ve büyümenin enerji sektöründe ciddi şekilde hissedilmesidir. Arz problemi değil arz fazlası var Türkiye'de. Hiçbir enerji projesinde bakanlığımız döneminde enerji sektörü hazine garantisi almamıştır. Hazine garantisi de yurt dışına vermemiştir. İki tane nükleer santral dahil TANAP dahil, diğer büyük projeler dahil hazine garantisi verilmemiştir."