21. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız İstanbul Fuar Merkezi'nde gerçekleştirilen 21. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı- ICCI-2015'in açılışında, Türkiye'deki enerji projelerinde hassas ve duyarlı davrandıklarını ifade etti.

06.05.2015
  • Paylaş

Bakan Yıldız, "Çevreye rağmen enerji projeleri gerçekleştirmeyelim. Çevre ile beraber gerçekleştirelim. Bunun ayrısı gayrısı yok. Gelecek nesillerimize daha güzel bir Türkiye bırakmanın ana gerekçelerinden bir tanesi bu olacak" diye konuştu.
Enerji piyasalarının özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarıyla beraber şekillendiğine dikkati çeken Yıldız, bu yılın sonuna kadar devreye girecek toplam 4 bin megavatlık enerji santrallerinin yüzde 90'ının yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşacağını kaydetti.
Enerji sektörünün çevre ile beraber Türkiye'nin ekonomik büyüme rakamlarından daha hızlı büyümek zorunda olduğuna dikkati çeken Yıldız, "Türkiye'deki enerji sektörü 2023 yılı hedeflerine ortalama yüzde 6 ile 7'ler civarında büyüyerek ulaşacak" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin enerji diplomasisi

Yıldız, enerji arzı ve güvenliğinin dünyada bugün birçok konunun önüne geçerek uluslararası ilişkilerin temel yapı taşlarından biri olduğunu belirterek, yeraltındaki petrolün bir kısım ülkelerde savaşın, yerüstündeki kaynakların ise barışın gerekçesi olduğu bir dünyada enerji kaynaklarının çok daha önemli hale geldiğini söyledi.
Türkiye’nin, enerji politikalarında ve uluslararası ilişkilerinde barışçıl bir tutum sergilediğini anlatan Yıldız, "Türkiye, birçok ülkenin başlayıp siyasi istikrarla beraber garanti altına alamadığı özelleştirme politikaları ile beraber yükselmiştir. Artık enerji sektörü kamu ile alakalı ve kamu üzerindeki yüklerini büyük ölçüde kaldırmıştır ve kaldırmaya da devam edecektir. Bu doğru bir politikadır" ifadelerini kullandı.

Metsamor nükleer enerji santrali

Yıldız, çevrecilerin bir kısım ağaçları bahane ederek gösterdiği hassasiyeti, Iğdır'a 16 kilometredeki Metsamor nükleer enerji santraline göstermediklerini savunarak, "Ben arkadaşlarıma bir tavsiyede bulunuyorum. Çevreyi bu kadar seviyorsunuz, bu takdir edilecek bir şey. 1980 yapımı, ömrünü tamamlamış bir santral var ve bu Iğdır'a 30, sınıra 16 kilometrelik bir yerde bulunuyor. Iğdır'da hep beraber Metsamor santrali ile alakalı bir çevre yürüyüşünde bulunalım. Neden hassasiyetinizi orada da göstermiyorsunuz?" diye konuştu.
Kömür yatırımlarının hızla devam edeceğini belirten Yıldız, "Bütün çevre şartlarına uymak kaydıyla yaptığımız işlemler daha hızlı yürütülmek zorunda. Yenilenebilir enerji kaynaklarında elde ettiğimiz hızı, yerli kömür santrallerinde de uyguluyor olabilmemiz lazım. Bunu son derece önemsiyoruz" dedi.

Nükleer enerji

Yıldız farklı enerji kaynaklarının farklı avantajları olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Nükleer güç santralleri ithal kaynak olarak tanımlanıyor ve tercüme ediliyor. Aslında sabit bir fiyatla aldığımız için yerli kaynak bazındadır. Biz nükleer güç santralleri devreye girdiğinde doğalgaza bugünün parasıyla 7,2 milyar dolar daha az para ödemiş olacağız. Çünkü biz nükleer güç santrallerini Atatürk barajının, Keban barajının yerine işletmeyeceğiz. Doğalgaz santrallerinin yerine işleteceğiz. O yüzden birinin diğerine göre daha avantajlı, bazen de daha dezavantajlı olduğu durumlar oluyor."
Nükleer santrallerin kapladığı alanlar yenilenebilir enerji kaynaklarına göre daha az. Bin megavatlık bir ünitenin kapladığı alan nükleer güç santrallerinde 1 ile 4 kilometrekare. Aynı miktarda elektriği üretmek için biz güneş santrallerinden bunu yaparsak yaklaşık 20 ile 50 kilometrekarelik alan kaplıyoruz. Aynı elektrik üretimini rüzgardan elde etmeye çalışırsak 250 kilometrekare kadar bir alan kaplamamız gerekiyor. Yine de buna rağmen, yenilenebilir enerji kaynaklarının büyük bir karalılıkla önünü açmamız gerektiğini söylüyorum."

Enerji sektöründe siyasi istikrarın önemi

Enerji sektörü açısından siyasi istikrarın önemine işaret eden Yıldız, "Siyasi istikrar olmazsa bahsettiğimiz hiçbir yatırımı yapamayız. Bize ne Japonya'dan, ne Rusya'dan, ne de Avrupa Birliği üyesi ülkelerden yatırım gelmez. Bu konuda hassas olmak, milli bir duruş sergilemek gerekiyor. Son günlerde Türkiye'yi uluslararası yatırımcıya kötü gösterecek ve onun Türkiye’de yatırım yapmasını engelleyecek bir kısım anlayışlar geliştirilmeye başlandı muhalefet adına. Bunu doğru bulmuyorum. Bu, mensubu olduğum partinin menfaati değildir. Bu, içinde yaşadığımız ülkenin menfaatidir, Türkiye’nin büyümesidir" diye konuştu

Uluslararası projeler

Akkuyu Nükleer Güç Santrali için bugüne kadar 3,1 milyar dolarlık sermaye geldiğini vurgulayan Yıldız, sözlerine şöyle devam etti:
"Akkuyu'nun geçen yıl ödediği vergi 56 milyon Türk Lirası ve şirket kurumlar vergisi listesinde 39'uncu sırada. Biz 22 milyar dolarlık bir işten bahsediyoruz şaka değil bu. İki tane 22'şer milyar dolarlık, toplam 44 milyar dolar, yani 100 milyar liranın üzerindeki bir işten bahsediyoruz" dedi.
Türk Akımıyla alakalı geliştirilen projede, dört boru hattından 63 milyar metreküp doğalgaz geleceğini hatırlatan Yıldız, biz ne yaptığımızı, nasıl yaptığımızı çok iyi biliyoruz. Ve bütün projelerin temelinde Türkiye’nin çıkarları, vatandaşımızın, sanayicimizin esnafımızın çıkarlarının en ön planda tutulduğunu mutlaka bilmemiz lazım. Siyasi gelişmeleri çok iyi takip ediyoruz. Uluslararası finansman yapısını çok iyi takip ediyoruz. Bunlarla alakalı bütün projelerimizi aynı şekilde geliştiriyoruz" ifadelerini kullandı.

Bakan Yıldız, ICCI-2015’in açılışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Yıldız, Ermenistan hükümetinin, Türkiye sınırında bulunan Metsamor nükleer enerji santralinin işletim süresinin 2026 yılına kadar uzatılmasına ilişkin, "Biz Ermenistan'daki Metsamor nükleer enerji santralinin riskleri ve dolan ömrüyle beraber Uluslararası Atom Enerji Ajansı'nın direktiflerine aykırı olarak çalışmasını doğru bulmuyoruz. Yalnızca enerji ihtiyacı var diye bir nükleer santral burnumuzun dibinde çalıştırılamaz. Bununla alakalı girişimlerimizi yaptık. Ermenistan'ın savunması ise 'eğer bu nükleer santral durursa elektriksiz kalırız'. Mutlaka farklı çözümlerin olduğu kanaatindeyim" diye konuştu.
Yıldız, nükleer güç santralleriyle rüzgar ve güneşin birbirini tamamlayan ve birbirine ihtiyacı olan enerji kaynakları olduğunu ifade ederek, "Birini tercih etmek diğerinden vazgeçmek anlamına gelmiyor. Biz hem onu tercih ediyoruz hem de diğerini tercih ediyoruz" dedi.

"Irak'ın toprak bütünlüğü bizim için esastır"

Yıldız, Irak'ta günlük yaklaşık 1,5 milyon varil üretilebilecek petrol kapasitesinin olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
"Şu anda Irak'taki üretim yaklaşık 450 bin variller civarında. Irak'ın kapasitesini artırmasını bekliyoruz. Bir milyon varile ne kadar kısa zamanda geçerlerse Irak'ın daha hızlı normalleşmesi sağlanmış olur. Her zaman açıklandı, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti bir hukuk devletidir komşu ve kardeş ülke Irak'ın toprak bütünlüğüne siyasi bütünlüğüne ve Irak'ın bağımsızlığına yalnızca saygı değil, itina da göstermektedir. O yüzden biz bağımsız Kürdistan devletiyle alakalı görüşlerimizi daha önceden de belirttik, böyle bir şey Türkiye'nin tasvip ettiği bir konu değildir ve Irak'ın toprak bütünlüğü Türkiye için esastır."

Kayıp kaçak

Elektrik faturasını ödeyemeyen vatandaşa kolaylık sağlanacağını bildiren Yıldız, "Eğer bir vatandaşımız kendisine konulan hukuk, imtiyaz ve götürülen hizmet çerçevesinde kullandığı elektriğin parasını ödemiyorsa bu hem devlet hem de kul hakkına girer. Seçim öncesi yada sonrasında bu gerçek değişmiyor" ifadelerini kullandı. 35 milyon aboneye götürülen hizmetin adil olabilmesi için herkesin elektrik parasını ödemesi gerektiğinin altını çizen Yıldız, "AK Parti hükümetlerimizden önce asgari ücretli 100 birim elektrik alabiliyorsa bu gün 200 birim elektrik alabiliyor, yani asgari ücretin alım gücü elektrik üzerinde yükseldi. Bu hem enerji sektörünün başarısından hem de siyasi iktidarın kararlılığından kaynaklanıyor. O yüzden biz yeterli kolaylığı gösterdiğimiz kanaatindeyiz ve Türkiye 28 Avrupa Birliği üyesi ülke arasında doğalgazı en ucuz kullanan ülkedir. Elektriği de en ucuz kullanan üç ülkeden bir tanesidir. O yüzden bütün vatandaşlarımızın buna hassasiyet göstermesinin bir kez daha istirham ediyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Yıldız, bir başka soru üzerine, BOTAŞ yetkililerinin Gazprom'la görüşmelerine devam ettiğini belirtti. Türkiye’de yaklaşık 50 milyar metreküp kullanılan doğalgazın 10 milyar metreküpünün, özel sektör, yaklaşık 40 milyar metreküplük bölümünün de BOTAŞ tarafından alındığını anlatan Yıldız, her ikisinin de fiyat mekanizmalarının, Türkiye’nin toplam arzı ve talebi açısından önemli olduğunu vurguladı. Yıldız, "BOTAŞ olarak, pazarlığımızda uygun bir fiyat oluşturmaya çalıştık. Özel sektör için de özel sektörün zarar etmeyeceği bir fiyatı konuştuk" diye konuştu.
Yıldız, üç yıl önce BOTAŞ’ın maliyetlerinin, özel sektörün maliyetlerinin üzerinde olduğunu, şu anda ise özel sektörün maliyetlerinin BOTAŞ'ın maliyetlerinin üzerine çıktığını söyledi.
Özel sektörün piyasada mallarını satabilmesi için doğagazı uygun fiyatta almaları gerektiğinin altını çizen Yıldız, "Özel sektör ne kadar yüksek oranlı bir indirimle ve ne kadar düşük fiyatla alırsa Türkiye açısından o kadar iyidir. Şu anda geldikleri nokta bırakın yüksek kar etmeyi zarar etmeyecek kalemleri koruyup kollamaktır. Bizi ilgilendiren kısmı budur, onlar zarar etmesinler çünkü 10 milyar metreküplük doğalgazı alıp satmalılar. Özel sektör zarar etmeden 50 milyar metreküp doğalgaz alınmalı ve 50 milyar metreküp doğalgaz satılmalı" dedi.
Enerji yatırımlarına karşı çevreyi korumak için yapılan protestoların önemli kısmının manüplatif, spekülatif hatta kasıtlı olduğunu düşündüğünü söyleyen Yıldız, "Ben eline tencere tava alan masum Anadolu insanını kastetmiyorum. İl il dolaşan belli bir merkezden yönetilen ve Türkiye’nin kalkınmasına bir karşı çıkış olarak görüyorum. Siz HES’e karşı çıkarsınız, rüzgara karşı çıkarsınız, güneşe karşı çıkarsınız, doğalgaza karşı çıkmazsanız ben bunun altında iyi niyet aramam" ifadelerini kullandı.