Nükleer Enerji: Arz Güvenliği, İklim Hedefleri ve Yerlileştirme

Ekonomik gelişmişliğin önemli bir parçası olan enerjide arz güvenliğinin güçlendirilmesi amacıyla, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızın yanı sıra nükleer enerjiyi de enerji portföyümüze dahil etme gerekliliği bulunmaktadır.
Sürekli ve Temiz Elektrik Üretimi
Nükleer santraller, iklim ve meteorolojik koşullardan etkilenmeden, 7 gün 24 saat çalışabilen baz yük santrallerdir. Yüksek verimlilikte çalışan bu tesislerin kapasite faktörü yaklaşık %90 iken yeni nesil santrallerin tasarlanan işletme ömrü ise 60 yıldır. İşletme sırasında sera gazı salımı yapmayan nükleer santraller aynı zamanda alternatif üretim tesislerine kıyasla çok daha küçük ölçülerde kurulum alanına ihtiyaç duyar. Bu yönleriyle nükleer santraller; sürdürülebilir enerji arzının sağlanması, çevrenin korunması ve iklim değişikliğiyle mücadele açısından ön plana çıkan seçeneklerden biridir.
Küresel Durum
Temmuz 2025 itibarıyla 31 ülkede toplam 416 nükleer reaktör işletmede, 15 ülkede ise 62 adet reaktör inşa halindedir. Nükleer santraller dünya elektrik arzının yaklaşık %10’unu karşılamaktadır. Bazı ülkelerin nükleer enerjiden karşıladığı elektrik oranları şu şekildedir:
- Fransa: %67
- Slovakya: %60
- Belçika: %57
- Macaristan: %47
- Güney Kore: %30
- ABD: %18
İnşa halindeki 62 reaktörün dağılımı ise şu şekildedir:
- Çin: 29
- Hindistan: 6
- Türkiye: 4
- Rusya: 4
- Mısır: 4
- Güney Kore ve İngiltere: 2’şer adet
Fukuşima kazasının ardından Japonya’daki tüm nükleer santraller, güncellenen güvenlik standartlarına göre denetlenmek üzere geçici süreyle durdurulmuştur. Ancak, güvenlik şartlarını sağlayan santraller yeniden işletmeye alınmış ve 2024 yılı sonu itibarıyla Japonya’da 14 reaktör faal durumdadır.
Türkiye’nin Nükleer Enerji Vizyonu
Ülkemizin enerji arz güvenliğini sağlamak, düşük karbonlu, sürdürülebilir ve kesintisiz kaynakların enerji karışımındaki payını artırmak ve 2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşmak amacıyla nükleer enerji yatırımlarını enerji portföyümüze dahil etme yönündeki çalışmalar devam etmektedir.
Bu çerçevede:
- Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin inşası sürmektedir.
- Sinop ve Trakya’da iki büyük ölçekli nükleer santral daha planlanmaktadır.
- Küçük Modüler Reaktör (KMR/SMR) teknolojileri için altyapı hazırlıkları ve uluslararası iş birlikleri yürütülmektedir.
Bu projelerle birlikte, 2053 yılında Türkiye’nin nükleer kurulu gücünün 20 GW’a ulaşması, nükleer santrallerin toplam elektrik üretimindeki payının ise yaklaşık %30 seviyesine yükselmesi hedeflenmektedir.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali tamamlandığında yılda yaklaşık 35 TWh elektrik üretecek olup bu miktar, Türkiye’nin 2024 yılı toplam elektrik tüketimi olan 347,9 TWh’nin yaklaşık %10’una karşılık gelmektedir.
Yerlileştirme ve Teknolojik Dönüşüm
Nükleer enerjide yerlileştirme, yalnızca enerji bağımsızlığı açısından değil, ekonomik ve teknolojik kalkınma bakımından da stratejik bir rol oynamaktadır. Yerli üretim ve tedarik zincirlerinin geliştirilmesi dışa bağımlılığı azaltırken maliyet etkinliğini artırmakta ayrıca sanayimizin küresel standartlarda üretim kapasitesini yükseltmektedir.
Yerlileştirme sayesinde:
- Ar-Ge faaliyetleri teşvik edilmekte,
- Nitelikli insan kaynağı yetiştirilmekte,
- Teknoloji transferiyle yenilikçi bir ekosistem oluşturulmaktadır.
Nükleer enerji sektörü; havacılık, uzay ve savunma sanayii gibi yüksek hassasiyet ve kalite gerektiren alanlarla benzerlik göstermektedir. Türk firmalarının bu sektöre entegrasyonu, uluslararası kalite ve güvenlik standartlarına uyum sağlama yetkinliği kazandırmakta, böylece diğer ileri teknolojili sektörlerde de kalıcı bir kapasite oluşumunu mümkün kılmaktadır.
Sanayiye ve Ekonomiye Katkı
Nükleer enerji projeleri; elektrik üretiminden savunma sanayiine, demir-çelik sektöründen ileri malzeme teknolojilerine kadar birçok alanda yerli üretimi ve endüstriyel gelişimi tetiklemektedir. Bu yönüyle nükleer santraller, Türkiye'nin sanayi altyapısını güçlendiren, yüksek teknoloji ve üretim merkezi olma yolunda önemli bir dönüşüm aracıdır.
Akkuyu NGS projesinde, Bakanlığımız koordinesinde yürütülen yerlileştirme çalışmaları neticesinde 2025 yılı ilk çeyreği itibarıyla; ekipman, malzeme, hizmet alımları olmak üzere yerlilik oranı %55,30’a ulaşmıştır. Bu oran yaklaşık 8 milyar 946 milyon dolarlık bir yerli katkıya karşılık gelmektedir.
Türkiye’nin yerlileşme vizyonu, Sinop ve Trakya’da planlanan büyük ölçekli santraller ile SMR projelerinde daha yüksek yerlilik oranı ve teknoloji transferi hedeflemektedir. Bu çerçevede yürütülen müzakerelerde:
- Yerli tedarik,
- İnşaat ve bakım süreçlerinde sanayinin aktif katılımı,
- Kritik teknolojilerde bağımlılığı azaltacak Ar-Ge ve eğitim yatırımları
ön plana çıkmaktadır. SMR projelerinde ise pilot uygulamalar ve uluslararası iş birlikleri aracılığıyla teknoloji transferi temin edilmesi hedeflenmektedir. Finansman koşulları, altyapı hazırlıkları ve uluslararası ortakların yaklaşımları, bu süreçlerin hızını doğrudan etkileyecektir.
İnsan Kaynağı Gelişimi
Nükleer teknolojide uzman insan kaynağı oluşturulması hedefiyle bugüne kadar:
- Akkuyu NGS için 251 öğrenci lisans, 146 öğrenci yüksek lisans eğitimi almak üzere Rusya’ya gönderilmiştir.
- Mezun olan 322 öğrenci Akkuyu Nükleer A.Ş.’de istihdam edilmiştir.
- 75 öğrenci hâlen öğrenimine devam etmektedir.
- 2025-2026 döneminde 70 öğrencinin daha gönderilmesi planlanmaktadır.
Ayrıca, nükleer enerji alanında faaliyet gösteren kurumlarımız için de yurtdışına eğitim amacıyla toplam 463 öğrenci gönderilmiştir:
- NDK: 141
- TENMAK: 187
- TÜNAŞ: 112
- ETKB: 23
Güncelleme Tarihi: 29.07.2025
Belge & Dosyalar